
8th Tabriz International Cartoon Contest
“No War”
http://www.irancartoon.com/100/NoWar.htm
MENEKSE CAM-TURKEY
Gaza – Endless Israeli Atrocities
By Mary Sparrowdancer
Today was the end of the world.
It was the end for hundreds of unarmed civilians, including children. The Israeli military, one of the most powerful military forces on earth, has held the 1.5 million civilians captive within Gaza for years. Like the “dog in the manger,” Israel has also deprived these civilians of the simple necessities of life, such as food and water. Still not satisfied with their under-reported atrocities against Palestinian civilians, not satisfied with the hunger, fear, malnutrition, misery, and slow death Israel has delivered to the Palestinians, not satisfied with the Palestinian homes, lands, and orchards Israel has already stolen from the rightful Palestinian owners, the Israeli interlopers have now ordered their massive military to bomb Gaza neighborhoods in a fierce attack that has today reportedly killed hundreds of civilians.
Israel justifies their latest brutality by claiming that they cannot “tolerate” the homemade, sugar-propelled Qassam projectiles fired out of Gaza toward Israeli “settlements” such as Sderot. The fact, however, is that the Qassam projectiles rarely hit anything other than desert sand as was noted by Israeli Defense Minister Yaakov Toran. He stated, “We need to remember that Qassams are more a psychological than physical threat.”
Sderot is located upon the ashes of the former Palestinian village of Nadj. According to a book by Dr. Walid Khalidi, (All That Remains: The Palestinian Villages Occupied and Depopulated by Israel in 1948), the Palestinian inhabitants of Nadj were driven out of their village when this village was ethnically cleansed by Israeli settlers in 1948. Nadj is but one of at least 418 Palestinian villages that were ethnically cleansed by Israeli “settlers” who invaded Palestine from other countries and claimed ownership of Palestine.
It is in sifting through these ashes of Nadj that we can begin to see a hint of the true reason behind the Israeli overkill, the Israeli frantic and brutal rage, and the Israeli racial violence against the Palestinians. Many are surprised to learn that the Palestinians are people who are without an organized military, without aircraft, without tanks, and without sophisticated weapons with which to protect themselves and their loved ones from the brutal Israeli military forces. Many are surprised to learn that, like the American Indians, the Palestinians are refugees in their own country. The reason for the brutal rage against the Palestinians is rooted in international laws regarding the Right of Return of refugees to their homes. According to these laws, the Palestinian refugees must be permitted to return to their own ancestral lands or be compensated justly for what has been taken from them by Israeli force. The simple truth is that Israel, with its ever-mutating, Swiss-cheese borders, cannot remain in existence if this international law is enforced.
Today, the scene in Gaza can only be described as horrifying as Israeli air strikes on the unprotected Gaza civilians have resulted in decapitations and amputations, hospitals overflowing with wounded, black smoke, screams and wailing from those who have seen too much and lost too much, and limbs, flesh, and blood scattered throughout bombed-out neighborhoods. This is “home” if one lives in Gaza and is forced to exist under the jackboots and gloved fists of the Israeli military.
In the meantime, Israel’s Foreign Minister, Tzipi Livni, who is perhaps the Israeli equivalent of a “hard-hearted Barbara Allen,” has defended her “country” (which is still spreading like buckshot wounds throughout stolen Palestinian lands). She is the current mouthpiece asking, as Israel has always asked for the past 60 years, for international sympathy and support of its barbarian brutality. Israel is pretending to be the “victim” yet again while orchestrating another bloodbath.
Perhaps it is time for the international community to finally show some sympathy and support for the limbless corpses and ashes Israel has again left lying throughout the civilian neighborhoods in Palestine that it continues to ethnically cleanse.
____________
(*) Mary Sparrowdancer is an independent journalist, a columnist for Rense.com and occasional assistant producer for Rense radio. She is an internationally published author, and the author of a best-selling book, The Love Song [link] . She was formerly of the Jewish faith before becoming a free thinker. While a member of Judaism, she was sent to Hebrew school by her rabbi, where she learned to read and write Hebrew.
--> This article appeared on [link]
The List of Participants the Car International Cartoon (By Email) Contest -2009
http://www.irancartoon.com/100/indexcar.htm
MANSIYONLAR:
-ALI SUR
-HICABI DEMIRCI
-MURAT YILMAZ
AYRINTILI HABER VE DIGER ÖDÜL ALAN KARIKATÜRLER:
http://karikaturhaber.blogspot.com
FERHAT DEMIRBAS-TURKEY
TUFAN SELCUK-TURKEY
BILDIRIMIZE DESTEK IMZALARI YENI YILDA DA GELMEYE DEVAM EDIYOR..
IMZALARIN YANISIRA DAHA SONRA BIR BÖLÜMÜNÜ YAYINLAMAYI DÜSÜNDÜGÜMÜZ
BIR SÜRÜ DE “E-MEKTUP” GELIYOR.
GELEN MAILLERDEN BIRI, IZODER 2008 YARISMASINDA 2.LIK ÖDÜLÜNÜ KAZANAN KARIKATÜRÜN
2006 YILINDA BENZERINI CIZMIS OLAN KAZIM HELVACI’DAN…
ZOR ÜLKE KOSULLARINDA KENDINI GENC NESILLERE ADAYAN BIR EGITIMCININ,
BIR “GERCEK KARIKATÜR SEVDALISININ” SATIRLARI BUNLAR..
Merhabalar..
Ben Kazim HELVACI. Sirnak-Uludereden.
Oncelikle Izoder‘in yapmis oldugu hatadan dolayi baslatmis oldugunuz
imza kampanyasindan oturu tesekkurlerimi sunuyorum.
2006 yilinda Izoder‘in acmis oldugu karikatur yarismasina katilmistim. Dereceye giremedim.
2008 yilinda da benim eserimden etkilendigi iddia edilen Musa Gümüs 2. oldu.
ASIL UZUCU OLAN VE ETKILEYEN SU;
2006 YILINDAKI AYNI ESERIMLE, BEN 2008 YILINDA DA IZODER‘IN ACMIS OLDUGU YARISMAYA KATILDIM.
MUSA BEYLE AYNI ANDA YARISMAYA KATILMAMIZA RAGMEN BEN DERECEYE GIREMEDIM.
BEN SIRNAK/ULUDERE‘DE 5 YLDIR OGRETMENLIK YAPIYORUM.
BIR RESIM KALEMI DAHI BULAMIYORUM.
RESIM KAGIDI ALABILMEK ICIN UZUN BI YURUYUSTEN SONRA
DEFALARCA AKTARMA YAPARAK DIYARBAKIR‘A GITMEM GEREK.
VE OGRENCILERIME EMEGE SAYGIYI OGRETEBILMEM ICIN HAKKIMI ARAMAK ZORUNDAYIM..
Bu konuda emegi gecen, imza kampanyasina katilan herkese sonsuz sukranlarimi sunuyorum.
Uzun bir sure de karikatur cizmeyi dusunmuyorum.
Imza kampanyasina beni de eklerseniz sevinirim.
SAYGILARIMLA
Kazim HELVACI
SIRNAK/ULUDERE F.S.M. Ilkogretim okulu
1- Ahmet Aykanat
BILDIRIYE EKLENEN ISIMLER:
55- Kursat Cosgun
56- Tolga Sakarya
SON GELISMELER:
MUSA GÜMÜS, YAPTIGI BIR ACIKLAMA ILE IZODER YARISMASI’NDA ALDIGI
HER IKI ÖDÜLÜ DE IADE ETTIGINI BILDIRDI..
KONUYLA ILGILI ERAY ÖZBEK’IN YORUMUNU ASAGIDA SUNUYORUZ…
Sevgili Karikatur Dostlari,
Don Quichotte‘un, Izoder Yarismasi ile ilgili olarak actigi kampanya cok yerinde olmustur.
Olayda bir takim yanlislar oldugu apacik gorulmus,
gizli kapakli dedikodular yapmaktansa kamu oyunda tartisilinca,
bunlarin herhangi bir kotu niyetle degil, bazi dalginliklarla oldugu da anlasilmistir.
Hatalari, ortaya dokmeden duzeltme sansimiz yok.
Nitekim ilk olarak, Sevgili Musa Gumus, varilan gerilimi hafifletmek icin, odulu iade etmistir.
Bircok kurumumuz icin, onarim gerekmektedir ve yikmak yerine onarabiliriz.
Niyet edersek, er gec basarabiliriz.
Karari icin Musa Gümüs’ü
karikatur sanatina deger verip bu yarismalara emek ve para harcayan Izoder‘i,
bu iyilestirmeye on ayak olan Don Quichotte‘u yurekten kutluyorum.
Eray Ozbek-Karikaturcu
“Mizah ciddi bir sanattir”
***
2008’I OLDUKCA HAREKETLI BIR GÜNLE KAPATIYORUZ..
GELINEN NOKTA BIZLER ACISINDAN SON DERECE SEVINDIRICIDIR..
HALA YARAYI KASIYIP KANGRENLESTIRMEK YERINE PANSUMANLAYIP IYILESTIRMEYE BAKSAK IYI OLUR..
BU KONUDA DIRENENLERE YUKARIDAKI 100 IMZA DA MI BIRSEY IFADE ETMIYOR,
DOGRUSU ANLAMAK MÜMKÜN DEGIL..
DEGERLI CIZGI DOSTLARI..
BILDIRIYE KATILIMINIZ VE DESTEGINIZ COK ÖNEMLIYDI..
YAKIN ARKADASLARIMIZIN BILE “20, 30 IMZADAN ÖTEYE GITMEZ” DEDIGI KAMPANYAMIZ
IKI GÜNDE 100 IMZAYA ULASTI..
BU BIR TOPLU BASKALDIRIDIR.. BIR ISYANDIR.. BIR DEVRIMDIR!
2009’DA “DÜRÜST” KARIKATÜRCÜLERDEN “ÖZGÜN” KARIKATÜRLER GÖRMEYI ARZULUYORUZ.
“YENI YILDA YENI KARIKATÜRLERDE BULUSMAK ÜZERE”
“HAPPY NEW YEAR… HAPPY NEW CARTOONS!”
DON QUICHOTTE
***
Mizah dergilerinin ve karikature emek verenlerin orgutlerinin eski islevlerini yitirmesi ve “kalite” unsurunun giderek yozlasmasi yuzunden, bugun, karikaturden bir sekilde gecimini saglamak zorunda olan cizer, mecburen “ODUL AVCILIGI”na yonlen(diril)mektedir. Bu durum, karikatur ve mizah sanatinda son yillarda yasanan yozlasmayi daha da arttirmaktadir.
Mizahi, sadece sahne saklabanligi ve kufurler manzumesi zanneden bir toplumsal yapiya dogru evrildigimiz su gunlerde, bu yapiya ve mantaliteye ulasilmasinda ucundan kiyisindan sorumlulugu olan Turk karikatur (ve mizah) sanatinin topyekûn, gecmis ve gunumuzdeki hatalarini, sorgulama vakti, geldi de geciyor.
Zira, gecmiste, ozellikle mizah dergilerinde ve basinin bir kisminda, “islerin baskiya acele yetismesi” telâsiyla, goz ardi edilen sanatsal kaygilar ve etik, bugunku kangrenlesmis sorunlarin bas sebebidir. Soyle bir donup bakacak olursak, bir zamanlar nasil olsa yabanci mizah ve cizgi roman dergilerini gorme sansi bulunmadigina inanilan Turk amator okur ve cizerlerini kandirircasina, mizah dergilerimizde cizen anli sanli cizerlerimizin, yabanci cizgileri neredeyse hic bir degisIklik yapmadan aynen, ayni uslupta kullanip, kendi cizgileri veya usluplari imis gibi meshur olduklarina tanik olduk. Unlu bir mizah dergisine amator olarak karikatur gostermeye gittigimizde, bize, bir yabanci cizeri “usta” olarak belirleyip, onun cizgilerini “taklit ederek” bir yerlere gelme tuyosu veren cizgi fukarasi “unlu mizahcilar” gorduk. Demek ki, bunlar, o zamanlar, vakayi âdiyeden sayiliyordu ki, bu kadar rahat ve uluorta dillendirilebiliyordu. Sonralari, ozellikle 1990’li yillarda, bilhassa Heavy Metal gibi yabanci cizgi roman dergilerindeki cizgileri kesfettikce, anli sanli cizgi ustalarimizin, nerelerden nasil cizgi uslubu “edindiklerini”, agzimiz bir karis acik olarak izledik ve gittikce karikaturden de, mizahtan da uzaklasmaya basladik.
Oysa karikaturun ve mizahin ele avuca sigmaz muhalif gucu bizi yeniden karikatur ve mizah alanina cekmeye basladiginda, kalkip, bizlere “cizgi sorgulamasi” yapanlar cikti. “Cin Ali cizebiliyor musun” mantigiyla, gecmiste arak usluplarla kose donenler, daha once sirf bu yuzden uzaklasanlari kucumsemeye basladilar, belki de. Bu arada arakciligin sinirlari genislemis, dunya capina yayilmis ve mizah dergilerindeki rant, dunya capindaki yarismalara kaydirilmisti. Simdi de, dunyanin bir kosesindeki yarismaya bilmem hangi tarihte gonderilmis, dunyanin bilmemneresindeki cizerin karikaturunu nasil olsa hatirlayan cikmaz, mantalitesi egemen olmaya baslamisti. Gecmisin mizah dergisinin mizah ve espri ruhundan yoksun ama arak uslupla cizgi “kuvvetlendiren” rantiyesi, gunumuzde karsimiza “odul avcisi” olarak cikmaktadir.
Bu durumu, kesinlikle, birbirinden habersiz benzer karikatur yapan cizerlerden ayirmak gereklidir. Evet, karikaturun dogasinda, bu vardir. Ozellikle toplumsal elestiriye yonelik konularda, toplumsal icerikten dolayi pek cok benzer konu ve uslup gorulebilir. Ancak, soyle bir dunya yarisma karikaturleri ufku tarandiginda, durmadan ve durmadan, “benzer” karikatur uretmis ve bunu adeta bir kazanc vasitasi yapmis, bu durumdan faydalanmis cizerlerle karsilastigimizda, “Bu kadar da tesaduf olmaz” dememiz gereklidir. Cunku birbirinden habersiz cizimlerin bu kadar sIklikla tekrarlanmasi, hayra alamet olmadigi gibi, masum bir tesaduf de olamaz.
Elbette, konunun can alici noktasi, sadece etik kaygilar degil, ayni zamanda, fikrî haklar konusundaki bilinc yoksunlugu olarak gorulmelidir. Zira, ulkemiz, ozellikle gorsel sanatlar alaninda, bu meselede oldukca geri bir konumdadir. “Telif”i, sadece mizah dergisi yoneticisinin amator cizere verdigi uc bes kurusluk bir sadaka gibi goren anlayis, elbette daha sonra bu tip rahat kazanc alanlarina yonlenmekte bir sakinca gormeyecektir. Fikrî haklara tecavuzun, hem ulkemizde, hem de dunyada onemli ve agir bir suc teskil ettigini, yuklu tazminat miktarlarina konu oldugunu, son yillarda daha yeni yeni ogreniyoruz. Oysa, 1883’den beri dunyada, 1910 ve daha sonra 1952’deki yasal duzenlemelerle, ulkemizde, fikrî haklar, ciddi koruma altindadir. Hem sadece edebiyat ve muzik eserleri degil, gorsel sanatlara iliskin eserler de… Oysa, bizim cizer ve gorsel tasarimci milleti, cizdigini ve tasarladigini bir yere ucuz miktarda “satip” bir kere eline para gecince, sonrasini goz ardi ediyor, ipin ucunu birakiyor. Bir kere, uretilen eserde, cizerin ve tasarimcinin sonsuza kadar hakki bulunmaktadir. Alacagi ucret, ancak, “belirli bir sure sinirlamasi ile eserinin kullanim hakki karsiligi”dir. Fakat buna karsilik, ozellikle, karikatur ve cizgiye yonelik islerinden alacagi ucretin, “sigortali calismaya” bagli olmasi gerektigini dusunen cok sayida cizer ve tasarimci arkadasimiz bulunmaktadir. Boyle dusunenler, urettikleri eserleri calistiklari muessesede kuzu kuzu birakip, arkalarina dahi bakmadan zamani gelince ayrilmakta, maddî ve manevî haklarinin pesine dusmemektedirler. Bir edebiyat ve muzik sanatcisina kalsa ortaliga kok sokturecegi durumda, bir gorsel sanatci, her nedense, “Kuzularin Sessizligi”ni oynamaktadir.
Bu durumun belki de en onemli sebebi, gorsel sanatlar emekcisinin, bilhassa karikaturcunun (ve mizahcinin), genellikle, hemen tamamen gorsellik, karikatur ve mizahi, bir meslek olarak yapmamasi, baska mesleklerden temel gecimini saglayarak, gorsel sanatlari “yan” bir ismis gibi icra etmesidir. Bu yuzden, gorsel sanatlar alani, bu tipteki cizerler icin, “Sadece kaybedilecek bir alan”dir.
Cizer ve tasarimci da, tipki edebiyat ve muzik eseri sahibi gibi, “fikrî mulkiyeti” olan kisidir. Yatimiz, katimiz, arabamiz olmayabilir ama bizim en degerli hazinemiz, urettigimiz fikir ve sanat urunleridir. Bu hazinemizi cok iyi ve dikkatli bicimde korumali ve baska sanatci arkadaslarimizin benzer haklarina ayni saygiyi gostermeliyiz. Cunku, “Tuz da artik kokmaya baslamistir”…
Levent Elpen
Not: Bu konuda fikir ve tecrubelerimizi genisletmek icin ozellikle karikatur sitelerinde bu konunun tartisilmasinin iyi olacagini dusunuyorum. Bu itibarla, makaleyi bir tur bildiriye cevirmek, oneri ve gorusleri almak icin karikatur sitesi sahibi arkadaslara cagrida bulunuyorum. L.E.
Not2: Bu metin, hic bir cizeri hedef gostermemektedir.