TÜRK KARIKATÜR TARIHINDE BIR “ILK”E IMZA ATIYORUZ…

imza_kampanyasi-bant.jpg

BILDIRIMIZE DESTEK IMZALARI YENI YILDA DA GELMEYE DEVAM EDIYOR..

IMZALARIN YANISIRA DAHA SONRA BIR BÖLÜMÜNÜ YAYINLAMAYI DÜSÜNDÜGÜMÜZ

BIR SÜRÜ DE “E-MEKTUP” GELIYOR.

GELEN MAILLERDEN BIRI, IZODER 2008 YARISMASINDA 2.LIK ÖDÜLÜNÜ KAZANAN KARIKATÜRÜN

2006 YILINDA BENZERINI CIZMIS OLAN KAZIM HELVACI’DAN…

ZOR ÜLKE KOSULLARINDA KENDINI GENC NESILLERE ADAYAN BIR EGITIMCININ,

BIR “GERCEK KARIKATÜR SEVDALISININ” SATIRLARI BUNLAR..



Merhabalar..

Ben Kazim HELVACI. Sirnak-Uludereden.

Oncelikle Izoder‘in yapmis oldugu hatadan dolayi baslatmis oldugunuz

imza kampanyasindan oturu tesekkurlerimi sunuyorum.

2006 yilinda Izoder‘in acmis oldugu karikatur yarismasina katilmistim. Dereceye giremedim.

2008 yilinda da benim eserimden etkilendigi iddia edilen Musa Gümüs 2. oldu.

 

ASIL UZUCU OLAN VE ETKILEYEN SU;

2006 YILINDAKI AYNI ESERIMLE, BEN 2008 YILINDA DA IZODER‘IN ACMIS OLDUGU YARISMAYA KATILDIM.

MUSA BEYLE AYNI ANDA YARISMAYA KATILMAMIZA RAGMEN BEN DERECEYE GIREMEDIM.

BEN SIRNAK/ULUDERE‘DE 5 YLDIR OGRETMENLIK YAPIYORUM.

BIR RESIM KALEMI DAHI BULAMIYORUM.

RESIM KAGIDI ALABILMEK ICIN UZUN BI YURUYUSTEN SONRA

DEFALARCA AKTARMA YAPARAK DIYARBAKIR‘A GITMEM GEREK.

VE OGRENCILERIME EMEGE SAYGIYI OGRETEBILMEM ICIN HAKKIMI ARAMAK ZORUNDAYIM..

 

Bu konuda emegi gecen, imza kampanyasina katilan herkese sonsuz sukranlarimi sunuyorum.

Uzun bir sure de karikatur cizmeyi dusunmuyorum.

Imza kampanyasina beni de eklerseniz sevinirim.

 

SAYGILARIMLA

 

Kazim HELVACI

SIRNAK/ULUDERE  F.S.M. Ilkogretim okulu

imza_kampanyasi.jpg

Karikaturculere…

Son donemlerde Turk karikaturu adina basarili calismalar yapilmaktaysa da, ozellikle “benzer” karikatur konusunda bu basarilara golge dusurecek ornekleri cokca gormekteyiz.
Ne yazik ki, karikatur ve karikaturculeri ilgilendiren bircok konuda oldugu gibi bu konudaki calismalara yaklasimda da karikaturculer arasinda gorus birligi saglanamamakta. Oyle ki; bazi karikaturculer bu calismalari desteklerken, bazilari da bu uygulamayi “karikatur hafiyeligi” olarak degerlendirmekte. Bizler bu konudaki elestiri oklarina sadece karikaturculerin hedef olmamasi gerektigini, oncelikle jurileri olusturan karikaturculerin de bu konuda uzerlerine dusen gorevleri yapmalarini  bekliyoruz. Jurilerin Turk ve dunya karikaturuyle yakindan ilgilenen, deneyimli ve usta kalemlerden olusmasini ve odullerin belirlenmesinde daha dikkatli olmalarini, “cizer kayirma”malarini bekliyoruz.

Gectigimiz gunlerde sonuclanan “2008 Izoder Ulusal Karikatur Yarismasi” nda 2.lik odulunu kazanan karikaturun bir benzerinin, yine 2006 yilinda duzenlenen Izoder yarismasina katilan ve albume alinan karikaturler arasinda oldugu belirlendi. Bircok karikaturcu tarafindan degerlendirmenin yarisma sartnamesine aykiri oldugu  yonunde itiraz yapildigi halde, Izoder yonetim kurulu (ve tabii ki juri) aldigi son kararla sonucun degismeyecegini itirazda bulunanlara mail yoluyla bildirdi.
Bizler, asagida sundugumuz benzesen karikaturlerin yarisma sartnamesine aykiri oldugunu dusunuyoruz. Izoder’in konuyla ilgili yarisma sartnamesindeki 2. maddeyi de hatirlatalim isterseniz:

“Madde 2:
Yarismaya katilacak karikaturler, daha once hicbir yerde yayinlanmamis, odul almamis ve ozgun olmalidir. Yarismada dereceye giren eserlerin kopya oldugu veya onceden odul aldigi sonradan anlasildigi takdirde, verilen odul 10 gun icinde IZODER’e iade edilir. Bu durumda, degerlendirmede bu eserden sonra en yuksek oyu almis olan eser odulu almaya hak kazanir. Bu husus ayrica basin ve diger yollarla kamuoyuna da duyurulur.“

Yukarida yayinlanan maddede de acikca goruldugu gibi 2.lik odulu kazanan karikaturun „ozgunlugu“ kanimizca ortadan kalkmis bulunmaktadir. Karikaturun  benzeri  2006 yilinda, yine ayni yarismada bir baska cizer tarafindan cizilmistir. Bizler, son donemlerin en cok tartisilan konusuna jurilerin gereken onemi vermedigini ve odulun geri alinmamakla, sartnamenin acikca ihlal edildigini, alýnan kararýn da bunu sistematik olarak uygulayan kotu niyetli cizerleri  cesaretlendirdigini  dusunmekteyiz.


Ikincilik odulu kazanan karikaturle benzerine „rastlanti“  diyerek, aklayan juri kararina itiraz ediyor, kendi hazirladigi sartnamesine uymayan Izoder yarismasini da protesto ediyoruz. Ve, karikaturculeri  bundan sonra duzenlenecek „Izoder“ yarismalarina katilmamaya cagiriyoruz. Amacimiz, kopya-calinti karikaturlere, emek hirsizligina ve tutarsiz kararlariyla haksiz kazanca firsat taniyan jurilere „dur“ demektir.


Bu bildirinin, bir kisiyi ya da kurumu karalama kampanyasi olmaktan ote, „karikatur uzerinden yapilan bir aymazligin kamuoyuna objektif sunumu“ olarak degerlendirilmesini  onemle vurgulamak istiyoruz. Ayrica, bu cabalarimizin, bildiriye  katilmayarak, sessiz veya tepkisiz kalan karikaturcu dostlarimizin da kisisel emeklerine katki saglamasi en buyuk dilegimizdir.


„Bana dokunmayan yilan, bin yil yasasin“
demiyor, “Turk karikaturunu dunya karikaturunde daha da onemli bir konuma getirelim” diyorsaniz…  Benzerliklere sadece „rastlanti“ demiyor, “bu kadarina da pes“ diyorsaniz… „Juridir, ne yaptigini bilir“ demiyor, „Ahbap-Cavus“ jurilerine hayir!“ diyorsaniz…


BIZE IMZALARINIZLA KATILIN!“
  

1-      Ahmet Aykanat
2-      Alperen Köseoglu
3-      Ali Bulca
4-      Ali Doganli
5-      Ali Olgun
6-      Altan Ozeskici
7-      Askin Ayrancioglu
8-      Cemal Arig
9-      Cetin Ceylan
10-    D. Nese Binark
11-    Deniz Dokgoz
12-    Derya Sayin
13-    Emel Cam
14-    Emre Yilmaz
15-    Erdogan Karayel
16-    Erdogan Oruc
17-    Faruk Karacay
18-    Feridun Demir
19-    Ferhat Demirbas
20-    Firuz Kutal
21-    Gurcan Ozkan
22-    Halil I. Yildirim
23-    Halis Dokgoz
24-    Hande Dilek Akcam
25-    Harun Yavruoglu
26-    Hatice Celenk
27-    Hicabi Demirci
28-    Huseyin Cakmak
29-    Ismail Cem Ozkan
30-    Ismail Dogan
31-    Ismail Kar
32-    Kursat Zaman
33-    Lütfü Cakin
34-    Mehmet Kahraman
35-    Mert Gurkan
36-    Muammer Olcay
37-    Murat Gok
38-    Mustafa Yildiz
39-    Nergis Kul
40-    Nizamettin Mollasalihoglu
41-    Oguz Gurel
42-    Ohannes Saskal
43-    Omer Cam
44-    Ozkan Olcay
45-    Sadik Pala
46-    Serpil Kar
47-    Suleyman Ozkonuk
48-    Sevket Yalaz
49-    Tufan Selcuk
50-    Turgay Karadag
51-    Turgut Demir
52-    Vahit Akca
53-    Yusuf Akinci
54-    Yusuf Temiz 

BILDIRIYE EKLENEN ISIMLER:

55-   Kursat Cosgun
56-   Tolga Sakarya
57-   Erol Ergül
58-   Kemal Özyurt
59-   Akin Candemir
60-   Hüseyin Alparslan
61-   Mete Agaoglu
62-   Cüneyt Senyavas
63-   Ilhan Degirmenci
64-   Hilmi Simsek
65-   Eray Özbek
66-   Sefa Sofuoglu
67-   Faruk Soyarat
68-   Mete Arif Tokmak
69-   Erol Özdemir
70-   Bülent Karaköse
71-   Ercan Baysal
72-   Emre Yildiz
73-   Semih Bulgur
74-   M. Erdal Karakoc
75-   Mehmet Güleryüz
76-   Musa Keklik
77-   Turan Aksoy
78-   Coskun Göle
79-   Mehmet Zeber
80-   Mustafa Kocabas
81-   Musa Kayra
82-   Ozan Soydan
83-   Faruk Inan
84-   Hasan Seckin
85-   Hasan Ceylan
86-   Osman Yavuz Inal
87-   Erhan Baskurt
88-   Cihan Demirci
89-   Levent Elpen
90-   Emre Ulas
91-   Dincer Köksal
92-   Murat Kürüz
93-   Fethi Develioglu
94-   Serdar Güntürkün
95-   Abdulkadir Demirhindi
96-   Serdar Sayar
97-   Elgin Akpinar
98-   Atay Sözer
99-   Hasan Efe
100- Yalcin Eroglu
101- Kazim Helvaci
102- Haydar Demir
103- Cafer Sahin
104- Yasar Fýrat
105- Hikmet Cerrah
106- E. Yasar Babalik
107- Menekce Cam
108- Cemalettin Güzeloglu
109- Engin Selcuk
110- Mustafa Bora
111- Necmi Oguzer
112- Murat Ilhan
113- Lydia Barends
115- Attila Peken
116- Ugur Pamuk
117- Muammer Bilen
118- Ergun Akleman
119- Dr. Vehbi Altuncul
120- Emrah Arikan
121- Mustafa Zeki Yüce
122- Tayfur Sapolyo


* Isimler alfabetik olarak dizilmistir. Bildiriyi destekleyenler bu listeye dahil edilecektir.
Bildiriyi okuyup onaylayanlar (donquichotte@gmx.net) veya (ekarayel@gmx.net) adresine basvurarak, isimlerini yazdirabilirler..

similar.369.jpg

SON GELISMELER:

MUSA GÜMÜS, YAPTIGI BIR ACIKLAMA ILE IZODER YARISMASI’NDA ALDIGI

HER IKI ÖDÜLÜ DE IADE ETTIGINI BILDIRDI..

KONUYLA ILGILI ERAY ÖZBEK’IN YORUMUNU ASAGIDA SUNUYORUZ…


Sevgili Karikatur Dostlari,
 
Don Quichotte‘un, Izoder Yarismasi ile ilgili olarak actigi kampanya cok yerinde olmustur.
Olayda bir takim yanlislar oldugu apacik gorulmus,
 gizli kapakli dedikodular yapmaktansa kamu oyunda tartisilinca,
bunlarin herhangi bir kotu niyetle degil, bazi dalginliklarla oldugu da anlasilmistir.
 
Hatalari, ortaya dokmeden duzeltme sansimiz yok.
Nitekim ilk olarak, Sevgili Musa Gumus, varilan gerilimi hafifletmek icin, odulu iade etmistir.
 
Bircok kurumumuz icin, onarim gerekmektedir ve yikmak yerine onarabiliriz.
Niyet edersek, er gec basarabiliriz.
 
Karari icin Musa Gümüs’ü
karikatur sanatina deger verip bu yarismalara emek ve para harcayan Izoder‘i,
bu iyilestirmeye on ayak olan Don Quichotte‘u yurekten kutluyorum.

Eray Ozbek-Karikaturcu
 
“Mizah ciddi bir sanattir”  

***

  2008’I OLDUKCA HAREKETLI BIR GÜNLE KAPATIYORUZ..

GELINEN NOKTA BIZLER ACISINDAN SON DERECE SEVINDIRICIDIR..

HALA YARAYI KASIYIP KANGRENLESTIRMEK YERINE PANSUMANLAYIP IYILESTIRMEYE BAKSAK IYI OLUR..

BU KONUDA DIRENENLERE YUKARIDAKI 100 IMZA DA MI BIRSEY IFADE ETMIYOR,

DOGRUSU ANLAMAK MÜMKÜN DEGIL..


DEGERLI CIZGI DOSTLARI..

BILDIRIYE KATILIMINIZ VE DESTEGINIZ COK ÖNEMLIYDI..

YAKIN ARKADASLARIMIZIN BILE “20, 30 IMZADAN ÖTEYE GITMEZ” DEDIGI KAMPANYAMIZ

IKI GÜNDE 100 IMZAYA ULASTI..

BU BIR TOPLU BASKALDIRIDIR.. BIR ISYANDIR.. BIR DEVRIMDIR!


2009’DA “DÜRÜST” KARIKATÜRCÜLERDEN “ÖZGÜN” KARIKATÜRLER GÖRMEYI ARZULUYORUZ.


“YENI YILDA YENI KARIKATÜRLERDE BULUSMAK ÜZERE”

“HAPPY NEW YEAR… HAPPY NEW CARTOONS!”

DON QUICHOTTE

***

leventelpen.jpg

 

 

Ödül avciligi üzerine..

 

 

 

Mizah dergilerinin ve karikature emek verenlerin orgutlerinin eski islevlerini yitirmesi ve “kalite” unsurunun giderek yozlasmasi yuzunden, bugun, karikaturden bir sekilde gecimini saglamak zorunda olan cizer, mecburen “ODUL AVCILIGI”na yonlen(diril)mektedir. Bu durum, karikatur ve mizah sanatinda son yillarda yasanan yozlasmayi daha da arttirmaktadir. 

 

Mizahi, sadece sahne saklabanligi ve kufurler manzumesi zanneden bir toplumsal yapiya dogru evrildigimiz su gunlerde, bu yapiya ve mantaliteye ulasilmasinda ucundan kiyisindan sorumlulugu olan Turk karikatur (ve mizah) sanatinin topyekûn, gecmis ve gunumuzdeki hatalarini, sorgulama vakti, geldi de geciyor. 

Zira, gecmiste, ozellikle mizah dergilerinde ve basinin bir kisminda, “islerin baskiya acele yetismesi” telâsiyla, goz ardi edilen sanatsal kaygilar ve etik, bugunku kangrenlesmis sorunlarin bas sebebidir. Soyle bir donup bakacak olursak, bir zamanlar nasil olsa yabanci mizah ve cizgi roman dergilerini gorme sansi bulunmadigina inanilan Turk amator okur ve cizerlerini kandirircasina, mizah dergilerimizde cizen anli sanli cizerlerimizin, yabanci cizgileri neredeyse hic bir degisIklik yapmadan aynen, ayni uslupta kullanip, kendi cizgileri veya usluplari imis gibi meshur olduklarina tanik olduk. Unlu bir mizah dergisine amator olarak karikatur gostermeye gittigimizde, bize, bir yabanci cizeri “usta” olarak belirleyip, onun cizgilerini “taklit ederek” bir yerlere gelme tuyosu veren cizgi fukarasi “unlu mizahcilar” gorduk. Demek ki, bunlar, o zamanlar, vakayi âdiyeden sayiliyordu ki, bu kadar rahat ve uluorta dillendirilebiliyordu. Sonralari, ozellikle 1990’li yillarda, bilhassa Heavy Metal gibi yabanci cizgi roman dergilerindeki cizgileri kesfettikce, anli sanli cizgi ustalarimizin, nerelerden nasil cizgi uslubu “edindiklerini”, agzimiz bir karis acik olarak izledik ve gittikce karikaturden de, mizahtan da uzaklasmaya basladik.  

 

Oysa karikaturun ve mizahin ele avuca sigmaz muhalif gucu bizi yeniden karikatur ve mizah alanina cekmeye basladiginda, kalkip, bizlere “cizgi sorgulamasi” yapanlar cikti. “Cin Ali cizebiliyor musun” mantigiyla, gecmiste arak usluplarla kose donenler, daha once sirf bu yuzden uzaklasanlari kucumsemeye basladilar, belki de. Bu arada arakciligin sinirlari genislemis, dunya capina yayilmis ve mizah dergilerindeki rant, dunya capindaki yarismalara kaydirilmisti. Simdi de, dunyanin bir kosesindeki yarismaya bilmem hangi tarihte gonderilmis, dunyanin bilmemneresindeki cizerin karikaturunu nasil olsa hatirlayan cikmaz, mantalitesi egemen olmaya baslamisti. Gecmisin mizah dergisinin mizah ve espri ruhundan yoksun ama arak uslupla cizgi “kuvvetlendiren” rantiyesi, gunumuzde karsimiza “odul avcisi” olarak cikmaktadir. 

Bu durumu, kesinlikle, birbirinden habersiz benzer karikatur yapan cizerlerden ayirmak gereklidir. Evet, karikaturun dogasinda, bu vardir. Ozellikle toplumsal elestiriye yonelik konularda, toplumsal icerikten dolayi pek cok benzer konu ve uslup gorulebilir. Ancak, soyle bir dunya yarisma karikaturleri ufku tarandiginda, durmadan ve durmadan, “benzer” karikatur uretmis ve bunu adeta bir kazanc vasitasi yapmis, bu durumdan faydalanmis cizerlerle karsilastigimizda, “Bu kadar da tesaduf olmaz” dememiz gereklidir. Cunku birbirinden habersiz cizimlerin bu kadar sIklikla tekrarlanmasi, hayra alamet olmadigi gibi, masum bir tesaduf de olamaz. 

 

Elbette, konunun can alici noktasi, sadece etik kaygilar degil, ayni zamanda, fikrî haklar konusundaki bilinc yoksunlugu olarak gorulmelidir. Zira, ulkemiz, ozellikle gorsel sanatlar alaninda, bu meselede oldukca geri bir konumdadir. “Telif”i, sadece mizah dergisi yoneticisinin amator cizere verdigi uc bes kurusluk bir sadaka gibi goren anlayis, elbette daha sonra bu tip rahat kazanc alanlarina yonlenmekte bir sakinca gormeyecektir. Fikrî haklara tecavuzun, hem ulkemizde, hem de dunyada onemli ve agir bir suc teskil ettigini, yuklu tazminat miktarlarina konu oldugunu, son yillarda daha yeni yeni ogreniyoruz. Oysa, 1883’den beri dunyada, 1910 ve daha sonra 1952’deki yasal duzenlemelerle, ulkemizde, fikrî haklar, ciddi koruma altindadir. Hem sadece edebiyat ve muzik eserleri degil, gorsel sanatlara iliskin eserler de… Oysa, bizim cizer ve gorsel tasarimci milleti, cizdigini ve tasarladigini bir yere ucuz miktarda “satip” bir kere eline para gecince, sonrasini goz ardi ediyor, ipin ucunu birakiyor. Bir kere, uretilen eserde, cizerin ve tasarimcinin sonsuza kadar hakki bulunmaktadir. Alacagi ucret, ancak, “belirli bir sure sinirlamasi ile eserinin kullanim hakki karsiligi”dir. Fakat buna karsilik, ozellikle, karikatur ve cizgiye yonelik islerinden alacagi ucretin, “sigortali calismaya” bagli olmasi gerektigini dusunen cok sayida cizer ve tasarimci arkadasimiz bulunmaktadir. Boyle dusunenler, urettikleri eserleri calistiklari muessesede kuzu kuzu birakip, arkalarina dahi bakmadan zamani gelince ayrilmakta, maddî ve manevî haklarinin pesine dusmemektedirler. Bir edebiyat ve muzik sanatcisina kalsa ortaliga kok sokturecegi durumda, bir gorsel sanatci, her nedense, “Kuzularin Sessizligi”ni oynamaktadir.  

 

Bu durumun belki de en onemli sebebi, gorsel sanatlar emekcisinin, bilhassa karikaturcunun (ve mizahcinin), genellikle, hemen tamamen gorsellik, karikatur ve mizahi, bir meslek olarak yapmamasi, baska mesleklerden temel gecimini saglayarak, gorsel sanatlari “yan” bir ismis gibi icra etmesidir. Bu yuzden, gorsel sanatlar alani, bu tipteki cizerler icin, “Sadece kaybedilecek bir alan”dir. 

 

Cizer ve tasarimci da, tipki edebiyat ve muzik eseri sahibi gibi, “fikrî mulkiyeti” olan kisidir. Yatimiz, katimiz, arabamiz olmayabilir ama bizim en degerli hazinemiz, urettigimiz fikir ve sanat urunleridir. Bu hazinemizi cok iyi ve dikkatli bicimde korumali ve baska sanatci arkadaslarimizin benzer haklarina ayni saygiyi gostermeliyiz. Cunku, “Tuz da artik kokmaya baslamistir”…

 

   

Levent Elpen

 

    

Not: Bu konuda fikir ve tecrubelerimizi genisletmek icin ozellikle karikatur sitelerinde bu konunun tartisilmasinin iyi olacagini dusunuyorum. Bu itibarla, makaleyi bir tur bildiriye cevirmek, oneri ve gorusleri almak icin karikatur sitesi sahibi arkadaslara cagrida bulunuyorum. L.E.

   

Not2: Bu metin, hic bir cizeri hedef gostermemektedir.

 

BENJAMIN HEINE-BELGIUM

benjaminheine-bant.jpg

muntezar-ben.jpg


Real PF Flyers And A Real Lame Duck

.

By Mary Sparrowdancer (*)
It was not only a moment that will go down in history (like that of “Tank Man” in Tiananmen Square),
but when Iraqi journalist Muntadar Al-Zaidi (aka, “Shoe Man”), took off both of his shoes and threw them at
George W. Bush, it was a global moment of awe in which one brave man standing in his socks
taught the rest of the world a new way to count coup against an enemy.
His was a manner of counting coup reminiscent of that of the American Indians.
Some of the most prestigious Native American methods of counting coup never required or
resulted in a single drop of blood being extracted from the enemy,
because sometimes the delivery of a message of contempt and disrespect is infinitely more profound and
lasting than causing physical harm.


http://benjaminheine.blogspot.com/2008/12/muntadar-al-zaidi-shoe-man-awarded-us.html