KENAN SINANOGLU & AYTEN SUVAK…

kenanayten-bant2.jpg

Kenan SÝNANOÐLU

Y ý k t ý n . . .

Yýktýn sandýðý
Mercimek, nohut, bakla
Yaz temizliði . . .

* * *

Ayten SUVAK

A ç t ý n . . .

Açtýn sandýðý
Dualarýn kadar AK
Oy temizliði . . .


secim-tayyip.jpg














Kenan SÝNANOÐLU

M a r s – D a n . . .

Mars’dan bakarým
Þu güzel dünyanýza
Ýçim kararýr . . .
– Yine de umudumu kesmem –

* * *

Ayten SUVAK

A y – D a n – D a n . . .

Ay’dan bakarmýþ
Tek iktidar olmazsa
Dan Dan tararmýþ . . .

FIRST POLITICAL CARTOON/ ILK POLITIK KARIKATÜR…

haberler-bant2.jpg

ilkkarikatur-1749.jpg


Benjamin Franklin’s woodcut from May 9, 1754.
From:  Newspaper Serial and Government Publications Division, Library of Congress.


The English and French fought over control of the new lands in America. The battles they fought became known as the French and Indian War.  The war lasted from 1754-1763.  During this time, the British Army needed their colonists to unite to defend the colonies and help defeat the French. Benjamin Franklin published this print of a snake in his newspaper in 1754.  The picture was made from a carving in wood and was reprinted in newspapers throughout the colonies. We call this sketch a political cartoon. This is believed to be the first political cartoon printed in America. Political cartoons are not always humorous.  They are drawn to show the reader how the creator of the cartoon feels about a topic or issue.

Benjamin Franklin’in aðaç oymasý, 9 Mayýs 1754
Serial and Government Gazetesi, Kongre Kütüphanesi, Basýn Bölümü

Ýngiliz ve Fransýzlar Amerika’daki yeni topraklarýn kontrolü için savaþtýlar. Bu savaþlar Fransýz ve kýzýlderili savaþlarý olarak bilindi. Savaþ 1754-1763 yýllarý arasýnda oldu. Bu süreçte Ýngiliz ordusu Fransýzlarý yenebilmek için kolonilerini birleþtirmek zorunda kaldý. Benjamin Franklin, 1754 tarihli gazetesinde bu “yýlan” figürünü yayýmladý. Bu çalýþma bir aðaç oyuðu içine yapýlmýþ ve kolonilerdeki gazetelerde basýlmýþtýr. Bu çalýþmanýn, Amerika’da yayýmlanan “ilk poliltik karikatür” olduðu sanýlmaktadýr. Politik karikatürler mizahi deðildirler. Okuyucuya, karikatüristin bir konu hakkýndaki düþüncesini anlatmak amacýyla çizilirler.


(Çeviri: Tufan Özduman)

 

2007 SECIMLERI SONRASI OLUSAN TABLO SONRASI DEGISIK SENARYOLAR YAZILIYOR.. ISTE BUNLARDAN BIRI…

secim2007-bant.jpg

‘Ucuncu Dunya Savasi Turkiye’den cikabilir’
baslikli yazi, Le Monde ve Stern’de de yayimlandi.
Iste o ilginc yazi:

Ucuncu Dunya Savasi, Turkiye’den cikabilir…

Turkiye, son ve buyuk bir hesaplasmaya dogru gidiyor.
Bu ulke korkuldugu gibi irka ya da dine dayali bir bolunme yasamadi.
Daha korkunc ve daha temel bir bolunmeyle sakatlandi.
Cumhuriyet boyunca suren "kulturel bolunme" artik iyice keskinlesti.

Simdi bir yanda, ayakkabilarini sokak kapisinin onunde cikaran, kadinlarinin basini orttugu,
erkeklerinin sokaga pijamayla da cikabildigi, erkek cocuklarinin kahveye gittigi,
kizlarinin tam bir baski altinda yasadigi, turkuyle arabesk arasi bir muzikten hoslanan,
belki de hic kitap okumamis, hic dansetmemis, hic kari koca birlikte lokantaya gitmemis,
hic tiyatro seyretmemis, evlerinde floresan lamba yakan, iyi egitim alamamis,
dini inanclari kuvvetli kalabalik bir kitle var.
Diger yanda ise kiz lisesiyle Robert Kolej yelpazesinde egitim gormus,
bir dugun salonunda ya da kolej partisinde dansetmis, sinemaya giden,
cok fazla olmasa da kitap okumus, muzik zevki pop sarkilarla klasik muzik arasinda dolasan,
evi nispeten daha zevkli dosenmis, kizlarin flortune izin verilmese bile goz yumulan,
Allah’a inanan ama ibadete pek aldirmayan, kadinlarinin basini ortmedigi,
Sarabin kalitesinden pek anlamasa da kadin erkek bir arada gidilen
bir gezmede icki de icmis, gazetelere bakan, magazin haberlerini zleyen,
kendini birinci gruba kiyasla cok gelismis hisseden, entelektuel duzeyi cok yuksek olmasa da
okumus yazmis, Bati standartlarina yakin bir grup var.
Bu iki grubun yasam tarzi birbirinden kopuk.
Onlari, Bati’daki siniflar arasinda ortak bir zevk yaratan kilise muzigi, dini resimler, Incil’in
sinemalara bile yansimis hikayeleri gibi birlestirecek kulturel bir zemin yok.
Hayatlari, zevkleri, inanislari birbirinden farkli.
Hatta birbirine dusmanca.

Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmis, asagilanmis, itilip kakilmis.
Simdi bu grup siyasal olarak orgutlendi. Kalabaliklar.
Ve her secimi kazanacak siyasi bir gucleri var artik.
Ikinci grup ise azinlikta. Ve artik bir daha secim kazanma ihtimalleri yok.
Bu noktada da tarihi bir paradoks ortaya cikiyor.
Daha Batili olan "ikinci grup", Bati’nin siyasi degerlerini kabul ederse bir daha asla iktidari ele
geciremeyecegini bildigi icin Bati’ya ve Bati’nin demokratik degerlerine dusman oluyor.
Yasam tarzi olarak Bati’ya dusman olan kesim ise iktidari ancak Bati’nin kriterlerini kabul ederek ele
gecirebilecegini bildigi icin Bati’yla iliskileri gelistirmek ve demokrasiyi kabullenmek istiyor.

Bu kulturel parcalanmada "ordu" onemli bir role sahip.
Eger, birinci grubu desteklerse ve Bati’nin demokrasisi burada kabul gorurse,
ordu da iktidarini kaybedecek.
Aslinda birinci grubun cocuklarindan olusan ordu,kendi iktidarini surdurebilmek icin,
kendisine benzemeyen ikinci grupla isbirligi yapiyor.
Bir anlamda kendi koklerine ihanet ediyor.
Bu iki grup siyasi iktidar icin son kez carpismakuzere hareketlenmis gozukuyorlar.
Birinci grup ekonomik olarak da guclu artik, Anadolu’da uretim yapiyor,
"devletle" arasi iyi olmadigi icin malini dis dunyaya satiyor.
Para kazaniyor. Siyasi orgutunu destekliyor.
Ikinci grup parasal guc olarak da kuvvetli degil.
Dis dunyayla is yapan, disardan borclanan buyuk burjuvazi,
Turkiye’nin ancak demokrasiyle normallesebilecegin e inanan entelektuel kesim,
devletin yapisinin degismesi ve dunyayla butunlesmesi gerektigini dusunen bir grup burokrat,
birinci grubun destekcileri.

Yargi, ordu, burokrasinin onemli bir kismi ikinci grubun arkasinda.
Ikinci grup, siyasetle, demokrasiyle iktidari elinde tutmasinin mumkun olmadigini kavradigindan simdi
siyaset ve demokrasi disinda bir cozumun pesinde.
Cumhurbaskani secimi kavganin keskinligini ve iki tarafin niyetlerini acikca ortaya koydu.
Ordu destekli ikinci grup artik secim de istemiyor.
Ve darbe soylentileri gittikce artiyor. Cuntalardan soz ediliyor.
Peki, darbe olursa ne olur?
Yasam tarzi Bati’ya daha yakin olan grup orduyla birlikte iktidara gelir ve Bati’nin destegini kaybeder.
Avrupa buna kesinlikle karsi cikar.

Amerika her zamanki pragmatizmiyle, Kuzey Irak ve Ortadogu politikalarini desteklemesi karsiliginda
darbeyi kabullenebilir aslinda.
Ama Amerika’nin onunde de ciddi bir engel var.
"Demokrasi getirecegim" diye Irak’i isgal eden bir ulke, dunyaya ve kendi kamuoyuna
Turkiye’deki "darbeyi" niye destekledigini aciklayamaz.
Ve Irak faciasindan sonra ikinci bir "zorlamayi" gerceklestirecek gucu yok.
Istese de istemese de darbeye karsi cikacak.
Silahini ve parasini Bati’dan alan bir ordu ve ulke, Bati’dan koptugunda ne yapacak?
Sanirim uzun zamandir bunu dusunuyorlar ve korkarim bunun cevabini buldular.

Turkiye’de darbe olursa, tarihte bugune kadar hic gerceklesmemis yeni bir olusumla karsilasacak dunya.
Turkiye, olasi bir darbeden sonra, Rusya ve Iran’la ortaklik kurmak isteyecek.
Silahi, enerjiyi ve parayi bu iki ulkeden alacak.
Rusya’yla Iran’in elindeki dogal gaz, petrol ve nukleer guc,
Turkiye’yi bir sureligine de olsa ayakta tutmaya yeter.
Ama Rusya, Turkiye, Iran bloku dunyanin butun dengelerini degistirir.
Ortadogu’nun kontrolunu tumuyle ele gecirir.
Avrupa’yi kucuk kitasina hapseder.
Kafkaslar’i, Afganistan’i, Pakistan’i kendi gucune katar.
Musluman dunyayla yakin bir iliski kurar.
Petrol kaynaklarina egemen olur.
Cin’le isbirligi yapabilir.

Bu gelisme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya’dan olusan "Bati"nin dunyadaki etkinligini
inanilmaz bir bicimde azaltir.
Yeni blok asker, enerji ve para acisindan cok guclenir.
Boylece, Turkiye’deki catlama dunyada buyuk bir catlamaya yol acar.
Eger Ucuncu Dunya Savasi cikacaksa, sanirim, bu catlamadan cikar.

"Asla boyle bir sey olmaz" diyebilirsiniz…
Niye olmayacagina dair elinizde cok kuvvetli veriler varsa, soyleyin.
Ama, ya olursa… Ki bana cok mumkun geliyor.
O zaman ne yapacaksiniz?

Bugun Turkiye’de kamplasan ve bolunen insanlarin da…
Turkiye’yi Avrupa disina itmeye calisan, eski bir imparatorluk olmanin bir yaniyla cok gorkemli,
bir yaniyla cok zayif mirasina sahip olan bir ulkeye kustahca davranan,
isbirligi yerine "basogretmenlik" yapmaya kalkan Avrupa’nin da…
Turkiye politikasinda "ikili" oynayip, kurnazlik ettigini sanan Amerika’nin da…
Bu senaryoyu bir dusunmesini isterim dogrusu.
Turkiye’de yaklastigi gorulen kanli bir catismanin butun dunyayi yakmasi
sandiginiz kadar uzak bir ihtimal degil.
Hic unutmayin ki ilk dunya savasi tek bir tabancanin patlamasiyla baslamisti.