“TAYYAR ÖZKAN”, “ERGIN GÜLEN” TARTIÞMALARINA ILISKIN…

mizahhaber-bant.jpg

SON GÜNLERDE TAYYAR ÖZKAN’IN “TÜRK ÇÝZERLERÝ TEMBEL” SAPTAMASIYLA BAÞLAYAN, ERGÝN GÜLEN’ÝN “TÜRK KARÝKATÜRÜNÜN GERÝLEMESÝNÝN NEDENÝ OÐUZ ARAL’DIR” DEÐERLENDÝRMESÝYLE DEVAM EDEN TARTIÞMA BU KONUDA BÝRÇOK ARKADAÞIN ELEÞTÝREL-YORUMLARIYLA BELLÝ BÝR NOKTAYA GELDÝ DAYANDI. TAYYAR ÖZKAN’IN DÜNKÜ DEÐERLENDÝRMESÝNDEN SONRA BUGÜN DE ERGÝN GÜLEN’ÝN YANITINA YER VEREN “MÝZAH HABER” TARTIÞMALARI NOKTALADIÐINI DUYURDU. MÝZAH HABER’DE BAÞLAYAN BU TARTIÞMALARIN YAPICI YÖNÜNE DAHA ÇOK ÖNEM VERDÝÐÝMÝZDEN BURADA DEVAM EDELÝM DÝYORUZ.. ÖZELLÝKLE ERGÝN GÜLEN’ÝN SON YANITINDA ÝLGÝ ÇEKÝCÝ SAPTAMALAR VAR KÝ; BUNLARI ES GEÇMEMEMÝZ GEREKÝYOR.. MÝZAH HABER’ÝN “AKP ÝKTÝDARINA YÖNELÝK MÜCADELE DURURKEN, BU TÜR GEREKSÝZ (!) KONULARLA ZAMAN KAYBEDÝLMEMESÝ” DEÐERLENDÝRMESÝNE HAK VERMEKLE BÝRLÝKTE “AYRI BÝR KULVARDA BU TARTIÞMALARIN DA EN AZINDAN BELLÝ BÝR NOKTADA SONUÇLANDIRILMASINA KÝMSENÝN ÝTÝRAZI OLMAMALI” DÝYE DÜÞÜNÜYORUZ..
AÞAÐIDA ERGÝN GÜLEN’ÝN MÝZAH HABER’DE ÇIKAN, KENDÝSÝNE YÖNELÝK TEPKÝLERE VERDÝÐÝ YANITI VE SATIR ARALARINDA ERDOÐAN KARAYEL’ÝN YORUMLARINI OKUYACAKSINIZ.

ergin_gulen-foto.jpg

ERGÝN GÜLEN’ÝN YANITI


25.9.2007 günlü  Cumhuriyet Gazetesi’nde yayýmlanan söyleþime ilgi gösterip yapýcý eleþtiri getiren sanatçý arkadaþlarýma teþekkür ederim.

 

Ergin Gülen aðabeyimiz, kendisine yönelik eleþtirileri „yapýcý“ olarak kabul ederek, olgunluk gösteriyor. Bu açýdan, bizlerin de ona bir teþekkür borcu var.

Yalnýz eleþtiriyi yaparken yazýmý biraz daha iyi okumalarýný, sanata deðer veren düþünceler içinde yerine getirmelerini tercih ederdim… Benim gazetedeki konuþmamýn asýl nedeni de budur. Bu arada eleþtiriyi yapanlara hatýrlatmam istediðim bazý hususlar bulunmaktadýr.

1- Gazete yazarlarý, yaptýklarý söyleþileri çoðunlukla yer darlýðý nedeniyle makaslayarak okuyucuya sunmaktadýrlar.

2- Üstelik Oðuz Aral hakkýnda söylenen cümleler, durup dururken söylenmemiþ, bir soru karþýlýðýnda ortaya konmuþtur. Düzenleme tamamen yazarýna aittir.

 

Bu nokta çok önemli! Ne yazýk ki, basýn bunu hep yapmakta, iþine geldiði cümleleri habere koymakta, iþine gelmediði cümleleri atmaktadýr. Sonuçta da , „cýmbýzla alýnmýþ“ cümleler, yazýyý ana temasýndan uzaklaþtýrmakta, okuru yanýltmaktadýr. Ergin Gülen’e bu konuda hoþgörü gösterebiliriz..

3- Benimle gerçekleþtirilen konuþmada Oðuz Aral’ýn yalnýzca sanatý ele alýnmýþtýr. Topluma mal olmuþ kiþilerin çalýþmalarý her zaman toplum ve sanat yararý gözetilmek suretiyle eleþtiriye açýktýr. Bu cümlenin anlamý, sanatýn geliþmesinde yeni alanlar yaratmaktýr; anlamlý ve yararlýdýr. Bu cümleye koþut olarak Oðuz Aral’ýn sanatý üzerine, destekleyici olduðu kadar eleþtirel bakýþ açýsý da getiren makaleler ve kitaplar yazýlmalýdýr. Mizaha katký ancak bu yollarla gerçekleþir.

 

Bu sözlerine de katýlmamak imkansýz. Zaten „Oðuz Aral, yanlýþlarý ve egolarý olan bir insandýr belki, ama artýlarý eksilerinden fazladýr.“  cümlemle bu saptamaya bir anlamda ben de katýldýýðýmý ifade etmiþtim. Unutmamak gerekir ki; „Mizaha katký“ ancak tarafsýz ve objektif bir bakýþ açýsýyla gerçekleþtirilebilir

4- Eleþtirilerde “Oðuz Abi” kimliðinin öne çýkarýlacaðýný biliyordum. Çünkü Oðuz Aðabeyi sevmek konusu gördüðüm kadarýyla sanatýn önüne geçmiþti. Benim cümlelerimin içinde Oðuz Aral’ýn þahsý ve yaþamý ile ilgili herhangi bir not bulunmamaktadýr.

 

Burada Ergin Gülen aðabeyimizin atladýðý bir nokta var. „Oðuz Abi“ kimliði salt „abi-kardeþ“ tanýmlamasý deðildir. Öyle deðerlendirilecekse, „Oðuz Abi“nin bir „kötü abi“ veya „öcü“ olmasý gerekirdi. Zira birlikte çalýþanlar çok iyi bilir ki, onlarýn deyimiyle „kan kusturur“du. Burada hemen þu soruyu sormak gerekir. „Neden?“ Elbette ki, karikatürde hem esprinin, hem çizginin en iyisini yakalamak için!. Bence „Oðuz Abi“ tanýmlamasý, iþte bu „neden“ in içinde yatmaktadýr. Karikatür sanatýna yaptýðý artýlardan, yetiþtirdiði yüzlerce karikatürcüden dolayý „Oðuz Abi“dir o… Kendimden örnek vereyim. 1976 yýlýnda ilk karikatürümü tam üç ay Gýrgýr kapýsýný aþýndýrarak yayýnlatabilmiþtim. Ayda bir ziyaret edebildiðimiz Oðuz Abi, ilk iki ayýn çalýþmalarýný gözümün önünde çöpe attý. O anlarda „karar“ yetkisi bendeydi. Ya pes edecektim ya devam.. Ben ikincisini tercih ettim…

5- Çeþitli sanatçý arkadaþlarýmca kaleme alýnan yazýlarda beni þaþýrtan husus, “Türk çizerleri tembeldir,” manþetine ayný duyarlýlýðý göstermiþ olmamalarýdýr. Bilhassa Saydut arkadaþýmýzýn Karikatürcüler Derneði’inde Yönetim Kurulu Üyesi olarak gerekli tepkiyi göstermeden “Oðuz Abi” sevgisiyle hesap çýkarmasý aslýnda beni doðruluyor. Zira ben hiçbir zaman Oðuz Aral baþarýsýzdýr, demedim.

 

Ergin Gülen burada son derece haklýdýr. Ben de yazýmda kýsaca, Türk çizerinin „tembel“ olmadýðýný „tepkisiz“ olduðunu dile getirmiþtim. Aslýnda bu iki kavram içiçe. Tayyar Özkan’ýn son yazýsýnda bu vurgulamalarý yinelemesine verilecek tepkiler, AKP’nin ikinci plana atýlmasýný gerektirmez. Her iki tartýþma iki ayrý kulvarda pekala sürdürülebilir. Tayyar Özkan, ABD’deki koþullarla Türkiye’deki koþullarý, çizgiden kaç kiþinin para kazanabildiði konusunu atlýyor. Hele uluslararasý yarýþmalarda ödül kazanan çizerleri „çizer“ saymamasý, „Karikatür“ ü salt „ticari bir amaç“ olarak gördüðünü gösteriyor. Oysa, „Karikatür“ ticari amacýndan önce, „dünyanýn en muhalif ve etkili sanatý“ olarak ele alýnmalýdýr. Bence, çizgi-romancýlara yönelik söylediði sözlerinde sataþmasýný keþke kendi kulvarýnda sürdürseydi. Birbirimize saygýmýzý yitirmememiz gereken bir süreçten geçiyoruz. Ne Ergin Gülen’i, ne Tayyar Özkan“ý „Onuncu Köy“ e yollamamýz gerekmiyor. Her tartýþmadan kendimize kazanýmla dönebilmeyi baþarmalýyýz. Karþýlýklý küsmeler, alýnganlýklar hem karikatüre, hem yapýlanmamýza zarar verir. Sonuçta Ergin Gülen yýllarýn karikatürcüsü ve mizahçýsý. Karikatür sanatýna yaptýðý katkýlarýn hatýrýna eleþtirileri hazmetmek ve saygý çerçevesinde yanýtýný vermek te bizim görevimiz. Kaldý ki, Tayyar Özkan da ABD’de ülkemizi çizgileriyle temsil eden baþarýlý bir arkadaþýmýz.. Önümüzdeki günlerde bir tv kanalýnda „CaveMan“  çizgi maceralarýnýn baþlayacak olmasý bizler açýsýndan sevindirici…Ancak sitesini ziyaret ettiðimde gördüðüm „Erotik çizgiler“ sevgili Tayyar Özkan’la mizaha bakýþ açýmýzýn pek çakýþmadýðný gösteriyor zaten. Ama olsun, sonuçta  o bir „çizgi insaný“ Duygu ve düþüncelerini, yaþam felsefesini çizgileriyle ifade ediyor. Ne bizim ona, ne onun bize „mizah anlayýþlarýmýz“ konusunda eleþtiri yapmamýz anlamsýz, çünkü kulvarlar farklý. Ýlle de yapýlacaksa bunun etik karikatur ve saygi kurallarý çerçevesinde yapýlmasýnda yarar var.

6- Þimdi isterseniz size yeni bir eleþtiri konusu getireyim: Gýrgýr ekolünden kaç karikatürist günlük gazetelerde çalýþýyor? Araþtýrmanýzda yarar bulunmaktadýr.

 

Güzel bir soru.. Ergin Gülen’in yazýsýndaki amacýna da uygun ayný zamanda.. Latif Çelik, Nuri Kurtcebe, Sefer Selvi, Zafer Temoçin, Þevket Yalaz, (Yakýn zamanda Doðan Yayýncýlýk’tan ayrýlan Erdal Alay ve Emre Ulaþ’ý da sayarsak) ve adýný þimdilik hatýrlayamayacaðým „Gýrgýr“ okulundan çýkmýþ arkadaþlarýmýz iki elin parmaðýný geçmiyor. Bu yanýt, Ergin Gülen’in „ Gýrgýr ekolünden kaç karikatürist günlük gazetelerde çalýþýyor?“ sorusuna. Ama bir noktayý atlamayalým. Bu arkadaþlarýmýzýn bir bölümü „günlük“ karikatür deðil, günlük „grafik“ çiziyor. Asýl sorgulanmasý gereken konulardan biri de, bugünkü medya dünyasýnýn „karikatürcü“yü hangi konumda gördüðüdür. Erdal Alay ve Emre Ulaþ’ýn keyfi iþten çikarýlmalarý bu „konum“ u net bir þekilde yansýtmýþtýr.

7- Kiþilik sözüne gelince, buradaki cümlemin de yanlýþ deðerlendirildiðini görüyorum. Ali Ulvi, Semih Balcýoðlu gibi karikatüristlerimiz gazetelerde kendi sýnýflarýný yaratmýþlardýr. Ayrýca ben, “Ancak bu gün hem basýnda, hem karikatür alanýnda o kiþilik eksik,” derken, cümlemin devamýnda, “Bunun nedeniyse basýnýn bu günkü periþan hali. Türkiye’de bu güne kadar karikatüristlerin bu kadar çok mahkemeye verildiði bir dönem olmamýþtý,” demekteyim. Bu cümleyle, karikatüristi deðil, basýný ve iktidarý suçladýðýmý bilmem açýklamama gerek var mý?

 

Bu tanýmlamaya bir üstteki yazýmla destek veriyorum zaten.. Ancak bir hatýrlatma yaparak: „Bugünkü kadar karikatüristlerin mahkemeye verildiði bir dönem olmamýþtý“ cümlesine „Gýrgýr’ýn 12 Eylül darbesi sonrasý kapatýlmasý“ örneðini vererek…

8- “Hazretin de dahil olduðu, üye sayýsý icra heyeti kadar olan dernekler mi Türk karikatürünü ilerletecek?”, ayrýca “Þeyh-ül musavver” gibi kimsenin anlamadýðý Arapça bir tamlama ile iþi þahsiyete döken insanlarýn bu gibi eleþtirilerin dýþýnda kalmalarýný tavsiye ederim. Çünkü bu tür cümlelerin karikatür ve mizah sanatýna deðer katacaðýný düþünmek mümkün deðildir. Ayrýca Mizah Haber’in, eleþtiri niteliði taþýmadýðý gibi, paylama öðeleri yer alan yazýlarý bünyelerine almalarýnýn editöryel bir hata olduðunu kabul ediyorum.

 

Bu cümleler kendi tasarrufudur. Bir arkadaþýmýzýn kiþisel tanýmlamasýna kiþisel tepkiyle karþýlýk verdiði için, biz bu tartýþmanýn dýþýnda kalýyoruz.. Ancak katýldýðým bir nokta var ki, vurgulamadan geçemiyeceðim. Cümleyi aynen aktarýyorum: „Ayrýca Mizah Haber’in, eleþtiri niteliði taþýmadýðý gibi, paylama öðeleri yer alan yazýlarý bünyelerine almalarýnýn editöryel bir hata olduðunu kabul ediyorum.“ Bu saptamayý ben de daha önce sevgili Mizah Haber editörüne iletmiþ ancak „özgür irade ve ifade“ yanlýsý olduklarýný, yazýlarý makaslayamayacaklarýný ifade etmiþlerdi. Nitekim, þahsýma yönelik sert ifadelere yer verdikleri ve yazýlarda o bölümleri kaldýrmamalarýna raðmen, o tür yazýlarý yazanlardan biri olan arkadaþýmýz Musa Gümüþ, özel bir maille benden kullandýðý sert uslüp için özür diledi. Sonrasýnda „YahooGroups’ta birlikte ortak bir açýklamayla aramýzda hiçbir sorun olmadýðýný, yapýlan tartýþmalarýn „karikatür“ boyutunda kalmasý gerektiðini vurguladýk. Belli düzeyde ve kültürde olan (veya olmasý gereken) biz çizerlerin, bu olgunluða eriþtiðini görebilmek, en baþta beni mutlu etmiþtir.


9- Son aldýðým habere göre, benim “çuvalladýðýmý” belirtmeniz sizi hakim sýnýfýna sokmaktadýr ki, bu durumda da siz karar mercii deðilsiniz. Dikkat etmenizi rica ederim.

 

Üslup olarak kendisine yönelik tepkilere ve hitabete karþýlýk Ergin Gülen aðabeyimizin bu tepkisini hoþgörüyle karþýlamak gerekir. Sanýrým „Oðuz Aral“ ile ilgili sözlerinden dolayý gelen tepkiler, onu bu konuda bir kez daha düþünmeye yöneltecektir. Son olarak bu noktada önemli bir konuya açýklýk getirilmesi ricasýyla Mizah Haber sitesi editörü sevgili Erdem Taner’in kendisini bizlere tanýtmasýný rica ediyorum. Karikatüre yýllarýný veren ben ve birçok dostum da bu sorunun yanýtýný merak ediyoruz. Sanýrým en baþta Ergin Gülen, kendisini eleþtiren ve „hakim“ konumunda görerek tepki gösterdiði kiþiyi veya kiþileri merak etmektedir. Bir mizah sitesi editörünün karikatür sanatýyla ne denli yakýndan ilgilendiðini, varsa çizgilerini, yazýlarýný merak etmemiz de sanýrým en doðal hakkýmýzdýr. „Mizah Haber“ sadece mizah haberciliði yapacaksa eðer; nasýl ki, gönderilen yazýlarda haklý olarak „güzel türkçe“ye önem veriyorsa, çizerlerin kiþisel haklarýna ve sorumluluklarýna da bir o kadar dikkat etmeli, özen göstermelidir. Çoðumuzun ortak fikiri, „Mizah Haber“ in mizah dünyamýza „enerjik bir habercilik“ kazandýrdýðýdýr. Bu düþüncelerim de tamamen dostça ve içtendir. Gittikçe kadrolaþan AKP iktidarýna karþý  „tek yumruk“ olmak, þu veya bu nedenle  hedefi þaþýrtmamak  öncelikli hedefimiz olmalýdýr. (E.Karayel)

Saygýlarýmla.

Ergin Gülen

Þahsýma karþý yapýlan eleþtiriler nedeniyle bana söz hakký doðduðundan yazýmýn olduðu gibi basýlmasýný önemle rica ederim. 28.9.2007