ISMAIL DOGAN (BELGIUM)

ismaildogan-bant.jpg

schengen.jpg

SCHENGEN…

Okul : Institut St Luc ( St Gilles ) Brüksel

Ders : Tarih

Konu : Karikatür

 

Geçenlerde bir davet aldým.

St Luc, yüksek sanat okulu Tarih ögretmeni, 6.ve 5.sýnýf ögrencilerinin sene sonu imtihanlarý için, » Karikatür » konusunu isleyeceklerini ve benim de bir karikatürcü olarak bu konuda onlara birkaç saatlik karikatür sanatýný ve karikatürcünün yasamý hakkýnda bilgilendirmemi istiyordu. Bu davet beni onurlandýrdý ve bir o kadar da heyecanlandýrdý.. Davete katýlmadan evvel, bu sanat okulunun tarihi hakkýnda arastýrma yaptýktan sonra, heyecan, sevinç ve korku karýsýmý bir duygu sardý beni..

 

Neden derseniz ; Bu okuldan zamanýnda : Plantu, François Schuiten, Xavier Lust, Benoît Sokal, Franquin, Camille de Taeye, Claude Renard, Benoît Poelvoorde, Nicolas Vadot, Royer, Kitty Crowter, Jean-Michel Folon, Picha, Frédéric du Bus, Paul Quadens,… gibi ünlü sanatçýlar mezun olmus!. Acaba karikatürcü olarak bu bana verilen olanaga , yeterince layýk olabilecekmiyim ?.. Karikatür sanatýný en iyi sekilde nasýl temsil edecegim gibi düsünceler sarmýstý beni.. Öyle ya ! usta degilim, ögretmen degilim, sadece çizerim !..Kolay mý ?

Karsýnda 17-18 yaslarýnda 25 tane ogrenci 2X2 saat boyunca benim agzýma bakacak !.. ( Dislerimi iyi fýrçalamam lazým yani !.)

 

Ama madem ki bu davet bana verilmis, ne pahasýna olursa olsun basarmalýyým dedim, kendi kendime.

Biraz karikatür üzerine sohbet  ettikten sonra, Ögrencilerin seçmis oldugu konularý ben de tahtada onlara çizer, yorum yapar ve sorulara cevap veririm diye tasarlamýstým kafamda. Böylece karikatür sanatý da bir nevi okullarda artýk ders olarak islenmeye baslamýstý, beni en çok sevindiren yaný da buydu.

 

Ve o gün geldi çattý..

Sanat dernegimin de bir faaliyeti olarak tan, kayýt almasý için kameraman bir dostumu da yanýma alarak okula girdik. Ögrencilere, kendimi biraz tanýttýktan sonra, karikatür üzerine güzel bir sohbet ediyorduk.. O yastaki gençlerin ne kadar apolitik ve, önlerine konan herseyi hayatýn pasif aktörleri olarak ne kadar çabuk tükettiklerini görünce, ben de onlara dünyamýzýn daha iyi olmasý için, barýs içinde, nükleer tehlikelerden ve çevre kirliliginden, arýnmýs dünyamýzýn onlar gibi gençlere dünden daha da çok ihtiyacý oldugunu , barýs ve dostluk için sanatýn ne kadar onemli bir araç oldugunu ve onlarýn böyle bir sansa sahip olduklarýný ve bunu iyi kullanmalarýný bir agbileri olarak tavsiye ettim…..( Iyi etmis miyim  ustalar ? )

 

Ve ögrencilerin seçmis olduklarý konularý tek tek tahtaya çizdim.. Sýrtým dönük çizerken hissettigim, sessizlik ve çizdigim esprilere anlýk kahkahalar, beni sevinçten uçurmustu.. Evet hersey güzel ve akýcý geçti .. geçen saatleri  bile farketmemistik.. ,Bir daha ki haftaya da, onlarýn çizecegi karikatürleri evalüasyon için gelecektim artýk..

Bu güzel duygularla evime dönerken, yanýmdaki kameraman arkadasým, benim heyecanýmý o kadar da hissetmis olacak ki, bana sunlarý söyledi ;

« Ismail ! Derse girerken kurban olacak bir koyuna benziyordun, çýktýktan sonra, da dogurmus bir ana gibiydin »..

 

Ne demek istemisti acaba ? Anlamadým ama bu sözler, o anlýk his ve duygularýmý ne kadar da güzel ifade ediyordu..

 

Ismail Dogan

 

Brüksel 12 Subat 2008

ismail-school.jpg