2007 SECIMLERI SONRASI OLUSAN TABLO SONRASI DEGISIK SENARYOLAR YAZILIYOR.. ISTE BUNLARDAN BIRI…

secim2007-bant.jpg

‘Ucuncu Dunya Savasi Turkiye’den cikabilir’
baslikli yazi, Le Monde ve Stern’de de yayimlandi.
Iste o ilginc yazi:

Ucuncu Dunya Savasi, Turkiye’den cikabilir…

Turkiye, son ve buyuk bir hesaplasmaya dogru gidiyor.
Bu ulke korkuldugu gibi irka ya da dine dayali bir bolunme yasamadi.
Daha korkunc ve daha temel bir bolunmeyle sakatlandi.
Cumhuriyet boyunca suren "kulturel bolunme" artik iyice keskinlesti.

Simdi bir yanda, ayakkabilarini sokak kapisinin onunde cikaran, kadinlarinin basini orttugu,
erkeklerinin sokaga pijamayla da cikabildigi, erkek cocuklarinin kahveye gittigi,
kizlarinin tam bir baski altinda yasadigi, turkuyle arabesk arasi bir muzikten hoslanan,
belki de hic kitap okumamis, hic dansetmemis, hic kari koca birlikte lokantaya gitmemis,
hic tiyatro seyretmemis, evlerinde floresan lamba yakan, iyi egitim alamamis,
dini inanclari kuvvetli kalabalik bir kitle var.
Diger yanda ise kiz lisesiyle Robert Kolej yelpazesinde egitim gormus,
bir dugun salonunda ya da kolej partisinde dansetmis, sinemaya giden,
cok fazla olmasa da kitap okumus, muzik zevki pop sarkilarla klasik muzik arasinda dolasan,
evi nispeten daha zevkli dosenmis, kizlarin flortune izin verilmese bile goz yumulan,
Allah’a inanan ama ibadete pek aldirmayan, kadinlarinin basini ortmedigi,
Sarabin kalitesinden pek anlamasa da kadin erkek bir arada gidilen
bir gezmede icki de icmis, gazetelere bakan, magazin haberlerini zleyen,
kendini birinci gruba kiyasla cok gelismis hisseden, entelektuel duzeyi cok yuksek olmasa da
okumus yazmis, Bati standartlarina yakin bir grup var.
Bu iki grubun yasam tarzi birbirinden kopuk.
Onlari, Bati’daki siniflar arasinda ortak bir zevk yaratan kilise muzigi, dini resimler, Incil’in
sinemalara bile yansimis hikayeleri gibi birlestirecek kulturel bir zemin yok.
Hayatlari, zevkleri, inanislari birbirinden farkli.
Hatta birbirine dusmanca.

Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmis, asagilanmis, itilip kakilmis.
Simdi bu grup siyasal olarak orgutlendi. Kalabaliklar.
Ve her secimi kazanacak siyasi bir gucleri var artik.
Ikinci grup ise azinlikta. Ve artik bir daha secim kazanma ihtimalleri yok.
Bu noktada da tarihi bir paradoks ortaya cikiyor.
Daha Batili olan "ikinci grup", Bati’nin siyasi degerlerini kabul ederse bir daha asla iktidari ele
geciremeyecegini bildigi icin Bati’ya ve Bati’nin demokratik degerlerine dusman oluyor.
Yasam tarzi olarak Bati’ya dusman olan kesim ise iktidari ancak Bati’nin kriterlerini kabul ederek ele
gecirebilecegini bildigi icin Bati’yla iliskileri gelistirmek ve demokrasiyi kabullenmek istiyor.

Bu kulturel parcalanmada "ordu" onemli bir role sahip.
Eger, birinci grubu desteklerse ve Bati’nin demokrasisi burada kabul gorurse,
ordu da iktidarini kaybedecek.
Aslinda birinci grubun cocuklarindan olusan ordu,kendi iktidarini surdurebilmek icin,
kendisine benzemeyen ikinci grupla isbirligi yapiyor.
Bir anlamda kendi koklerine ihanet ediyor.
Bu iki grup siyasi iktidar icin son kez carpismakuzere hareketlenmis gozukuyorlar.
Birinci grup ekonomik olarak da guclu artik, Anadolu’da uretim yapiyor,
"devletle" arasi iyi olmadigi icin malini dis dunyaya satiyor.
Para kazaniyor. Siyasi orgutunu destekliyor.
Ikinci grup parasal guc olarak da kuvvetli degil.
Dis dunyayla is yapan, disardan borclanan buyuk burjuvazi,
Turkiye’nin ancak demokrasiyle normallesebilecegin e inanan entelektuel kesim,
devletin yapisinin degismesi ve dunyayla butunlesmesi gerektigini dusunen bir grup burokrat,
birinci grubun destekcileri.

Yargi, ordu, burokrasinin onemli bir kismi ikinci grubun arkasinda.
Ikinci grup, siyasetle, demokrasiyle iktidari elinde tutmasinin mumkun olmadigini kavradigindan simdi
siyaset ve demokrasi disinda bir cozumun pesinde.
Cumhurbaskani secimi kavganin keskinligini ve iki tarafin niyetlerini acikca ortaya koydu.
Ordu destekli ikinci grup artik secim de istemiyor.
Ve darbe soylentileri gittikce artiyor. Cuntalardan soz ediliyor.
Peki, darbe olursa ne olur?
Yasam tarzi Bati’ya daha yakin olan grup orduyla birlikte iktidara gelir ve Bati’nin destegini kaybeder.
Avrupa buna kesinlikle karsi cikar.

Amerika her zamanki pragmatizmiyle, Kuzey Irak ve Ortadogu politikalarini desteklemesi karsiliginda
darbeyi kabullenebilir aslinda.
Ama Amerika’nin onunde de ciddi bir engel var.
"Demokrasi getirecegim" diye Irak’i isgal eden bir ulke, dunyaya ve kendi kamuoyuna
Turkiye’deki "darbeyi" niye destekledigini aciklayamaz.
Ve Irak faciasindan sonra ikinci bir "zorlamayi" gerceklestirecek gucu yok.
Istese de istemese de darbeye karsi cikacak.
Silahini ve parasini Bati’dan alan bir ordu ve ulke, Bati’dan koptugunda ne yapacak?
Sanirim uzun zamandir bunu dusunuyorlar ve korkarim bunun cevabini buldular.

Turkiye’de darbe olursa, tarihte bugune kadar hic gerceklesmemis yeni bir olusumla karsilasacak dunya.
Turkiye, olasi bir darbeden sonra, Rusya ve Iran’la ortaklik kurmak isteyecek.
Silahi, enerjiyi ve parayi bu iki ulkeden alacak.
Rusya’yla Iran’in elindeki dogal gaz, petrol ve nukleer guc,
Turkiye’yi bir sureligine de olsa ayakta tutmaya yeter.
Ama Rusya, Turkiye, Iran bloku dunyanin butun dengelerini degistirir.
Ortadogu’nun kontrolunu tumuyle ele gecirir.
Avrupa’yi kucuk kitasina hapseder.
Kafkaslar’i, Afganistan’i, Pakistan’i kendi gucune katar.
Musluman dunyayla yakin bir iliski kurar.
Petrol kaynaklarina egemen olur.
Cin’le isbirligi yapabilir.

Bu gelisme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya’dan olusan "Bati"nin dunyadaki etkinligini
inanilmaz bir bicimde azaltir.
Yeni blok asker, enerji ve para acisindan cok guclenir.
Boylece, Turkiye’deki catlama dunyada buyuk bir catlamaya yol acar.
Eger Ucuncu Dunya Savasi cikacaksa, sanirim, bu catlamadan cikar.

"Asla boyle bir sey olmaz" diyebilirsiniz…
Niye olmayacagina dair elinizde cok kuvvetli veriler varsa, soyleyin.
Ama, ya olursa… Ki bana cok mumkun geliyor.
O zaman ne yapacaksiniz?

Bugun Turkiye’de kamplasan ve bolunen insanlarin da…
Turkiye’yi Avrupa disina itmeye calisan, eski bir imparatorluk olmanin bir yaniyla cok gorkemli,
bir yaniyla cok zayif mirasina sahip olan bir ulkeye kustahca davranan,
isbirligi yerine "basogretmenlik" yapmaya kalkan Avrupa’nin da…
Turkiye politikasinda "ikili" oynayip, kurnazlik ettigini sanan Amerika’nin da…
Bu senaryoyu bir dusunmesini isterim dogrusu.
Turkiye’de yaklastigi gorulen kanli bir catismanin butun dunyayi yakmasi
sandiginiz kadar uzak bir ihtimal degil.
Hic unutmayin ki ilk dunya savasi tek bir tabancanin patlamasiyla baslamisti.