“SEHR-I ISTANBUL” TARTISMALARI…

sehri-banner.jpg

gulegulek.jpg

"SEHR-I ISTANBUL" TAKINTISI !?!?

SERGIYLE ILGILI OLDUKCA DETAYLI VE UZUN BIR YAZI YAZDIM.
O NEDENLE DETAYLARA TEKRAR GIRMEYECEGIM.
ANLASILAN BIRILERININ OLDUKCA BOS ZAMANI VAR..
HANI DERLER YA " REKLAMIN IYISI KÖTÜSÜ OLMAZ"  DIYE..
ZIRA SERGIYE BÜYÜK BIR ILGI VAR VE
BIRCOK ILCE BELEDIYESINDE BU SERGIMIZ ACILACAK GIBI GÖZÜKÜYOR.
ÜSTELIK COGUNLUK CHP’LI BELEDIYELERDE..

ASLINDA ILGINC BIR SAPTAMA SÖZ KONUSU..
KARIKATÜRCÜLERIN NE KADAR SIG VE KÜLTÜR DÜZEYININ DÜSÜK OLDUGU GERCEGI
BENCE SERGININ COK COK ÖNÜNE GECIYOR.
"KARIKATÜR ELESTIRI SANATIYMIS" AMA BU SERGIDE ELESTIRI YERINE
TAM TERSI ÖVME VE YAPTIRIM OLUSTURUYORMUS VS VS..
NE YAPMISIZ BIZ, HATIRLAYALIM?.
ÜC DIN SEMBOLLERININ OLDUGU BIR ISTANBUL SILUETI FIGÜRIZE EDILMIS.
YANI DIYORUZ KI YÜZYILLARDAN BU YANA ÜC BÜYÜK DINE EVSAHIPLIÐI YAPMIS
ISTANBUL’U KENDI MIZAHI ANLAYISINIZA VE YARATICILIGINIZA GÖRE
CIZGILERINIZLE ANLATIN..
AMACLANAN BU KADAR BASIT VE NET!..
IKI YIL ÖNCE HER ACIDAN IRDELEDIGIMIZ ISTANBUL’UN BU KEZ
KOZMOPOLIT YANINI YANSITIN DIYORUZ YANI..
BURADA ANLASILMAYAN NEDIR?
VEYA NEREDE BIR YAPTIRIM VEYA YÖNLENDIRME VARDIR?
SIZ ISTER ELESTIRIN BU DIYALOGU..
YA GEREKSIZLIGINI VURGULAYIN..
YA DA ISLAMIN IKI DIGER DINI EZIP GECTIGINI..
VEYA TAM TERSI, DIGER IKISININ ISLAMI NASIL PASIFIZE ETTIGINI..
VE DIN SÖMÜRÜSÜYLE GÜZELIM KENTIN NE HALE GETIRILDIGINI..
KARAR SIZIN..
BIZ SIZE KONUYU VERMISIZ ISTER ÖVÜN, ISTER ELESTIRIN..

SONUNDA TESEKKÜR EDECEGIM SANIRIM
GÜNDEMI BU SERGIYE TASIYANLARA..
BAZI DOSTLARIMIN BENI YALNIZ BIRAKMADIGINI VE
ARKAMDA DURDUKLARINI GÖRMEK SEVINDIRICI..
BU YAZILARDAN BAZILARINI SIZLERLE DE PAYLASAYIM ISTEDIM..

Sevgili Cihan DEMIRCI,
Emek harcamissiniz, dusuncenize ve yorumunuza saglik.. Haklisinizdir veya degilsinizdir ona da itirazim
yok, saygi duyarim..
Sunu da belirteyim, ne Erdogan Karayel’in nede bir baskasinin avukati da degilim..
Elestiri yazinizda ; "Burada alti cizilecek olan; Karikatur gibi guc gruplarinin karsisinda durmus, asil ve
yandas olmayan dikbasli bir sanati cikarlarimiza alet etmemektir. Diyecegimiz budur. " diyorsunuz.
Sozde ileri demokrasi karsiti, teror karsiti cizdik, adimiz fasist oldu !
Kadina karsi siddete hayir sergisi hazirladik, adimiz ib.e oldu !
Dernegin duzenledigi sergiye katildik, baskanin yalakasi olduk !
Dernek disi sergilere katildik, dernek dusmani olduk !
Sagolun bir bu eksIkti, sonunda papaya hizmet eder olduk !
Karikaturistler birbirine bunlari yasatiyorsa, hukumetlere bosuna kiziyoruz, bosu bosuna ciziyoruz !.
Arkamizdan gelen kardeslerimize cok guzel ornekler olusturuyoruz.
Bizleri uluslararasi camiada temsil eden Karikaturculer Dernegi catisi altinda biraraya gelememek,
toplumun ihtiyaci oldugu su gunlerde bos bos oturmak vicdanen herkesi rahat kiliyor olmali ki halen
karalama yarisi tum hiziyla devam etmekte !.
Yakinda, saygideger rahmetli ustalarimizdan Nehar TUBLEK Karikatur Yarismasi var ve konu "
ISTANBUL". Bu sergi olmasaydi yarisma da benzeri karikaturler olsaydi ki olacaktir (belki sizin
elestirinizden sonra insanlarin kalemi din sembolu kullanmaz) . Ayni yorumlari yazacakmiydiniz, Nehar
TUBLEK yarismasi Papaya hizmet ediyor diyebilecekmiydiniz ?
Tum cizer dostlarimiza sesleniyorum, "Yeter artik; yarismalari hakedenler kazansin, sergilerde
etkinliklerde ayrimcilik , kayirmacilik yapilmasin. Birbirinizi karalamayin, kagitlari karalayin."
Saygi ve sevgilerimle

Hilmi Simsek

***
Sevgili Hilmi Simsek, az once ben de bu habere rastladim ve ardindan etkinlik sayfamizdaki
bu paylasimini gordum. Tam da sergi acilis hazirliklari yapilirken, guzel bir sinerji yakalanmisken bu tur bir yorumun
yapilmasi, elestiri dozunun sergi iceriginden sahsa hakaret olarak yon degistirmesi oldukca dusundurucudur. Serginin
acilacagi Beyoglu Ogretmenevi’nin sadece sergi alani olarak tahsis edildigini tahmin etmek hic de zor olmasa gerek. Soz
konusu herhangi bir para odulu olan bir yarisma degil bir sergidir. Bu sergiye ilgi duyan, calismalariyla katilan ozellikle
genc cizerlere bir ultimatom verircesine seslenmek tarafsizlik boyutlarini coktan asmistir. Yapilan guzel bir etkinligi
alkislamak, onay vermiyorsaniz da bu tur elestirilerle saldirmamak karikaturistlerin yapmasi gereken seylerken olaylar
nasil sarpa sardirilir buna kafa yormak daha cok enerji harcanan seyler oldu. Ayrica bu habere cevabin cok yerinde
olmus. Bu sergiye gonderilen eserlerle Nehar Tublek Istanbul konulu yarismaya katilanlar da olacaktir dogal olarak ve bu
noktada yukaridaki satirlarinin anlami bir kez daha one cikmis olacak. Bu tur gruplar polemik ve karikatur harici tartisma
platformlari degilse gruplarda paylasilan konularin silinmesi hakkinda adil bir eleme yapilmasini bekliyoruz…

Saadet Demir Yalcin

***
Diyelim Erdogan Karayel’in haziladigi bu para bile verilmeyen sergiye bu kadar katilimi disladiniz, bir elinizle sildiniz, o
sergiye ok icerlediniz ve kizdiniz, yerin dibine vurmak istiyorsunuz su ya da bu gerekce ile, yazi da yazdiniz, diyelim bu
yaklasim ustelik iyi karsilandi. Yerinde bulundu, diyelim.
Peki ama hangi etik, hangi meslek ahlakina sigmaktadir, ayni konulu bir baska yarisma acmak? Nehar Tublek
yarismasinin konusundan soz ediyorum. Bu "gercek Istanbul," "Feytullah Gulen’den arinmis istanbul," ya da "bizim
tarafin Istanbulu" "sozde olmayan IStanbul", " EN BI DOGRU ISTANBUL" yaklasimi zaten ufalanmis, dagilmis, birbirini
iyice didikleyenlere ve hatta varetmemelere donusmus bir camia icin ne kadar yararli? Genclere birakacaginiz Karikatur
mirasi bu mu? Erdogan’a tu-kaka denilsin, icimiz iyice rahatlayacak mi? Bu binlece konu ve sorun varken, kardeslik,
sddet ve yetersizlikler varken kullandigimiz zaman ve harcadigimiz goz nuru ne icin?
Kizilmasin, artik insanlar sevgi istiyor, iyisi, kotusu ile hastaliklilik sergilemek yerine, sanatci durusunu sindirmis insan
istiyor, baskalarinin iyi ya da kotulugu uzerinden var olmalar heyecanlandirmiyor en azindan bir cok insani bana kalirsa…
"Insan olmak icin iki ayagin olmasi yetmez."
Ermeni Atasozu

Firuz Kutal

***

"Sehr-i Istanbul" Sergisi Tartismalarina Zorunlu Bir Giris…
Karikatur dunyamiz oyle bir boluk porcukluk, oyle bir parcalanmislik icinde ki; hangi etkinlige katilsaniz laf soyleyen
birileri cikiyor… birileri kendince "karsi saflarda" gordugu ya da "gicik" oldugu kisilerin yapip ettiklerine saldirmak icin
pusuda bekliyor adeta… bu turden saldirilar ya orda-burda ileri-geri konusarak, ya cesitli engellemelerle, ya da
butunsellikten, tutarliliktan, yol aciciliktan uzak bilim disi "elestiri"lerle gerceklestiriliyor…
Oyle saniyorum ki parcalanmisliklar icindeki karikaturistler enerjilerini, zamanlarini birbirlerini daha da parcalamakla
ugrasmak yerine; somurgeci sisteme karsi iki cizgi daha fazla cizmek icin harcasalardi karikaturumuz daha muhalif bir
nitelik kazanirdi…
Herhalde birbiriyle didismek ya da birbirini karalamakla ugrasmak, somurgeci sistemle ugrasmaktan daha kolay… Saka
bir yana… kendisini belli bir grup ya da parca icinde konumlayanlarin temel hatasi "bilim disi" olmaktir… deyim
yerindeyse, saplantili bir bicimde "karsi tarafin" yapip ettikleri toptan karalanmakta, toptan mahkum edilmektedir…
Boylece, sayisi az bile olsa yaratilan guzellikler yok sayilmakta, umut yaratabilecek kipirtilar bastan susturulmaktadir…
"Eger dis gorunus ve seylerin ozu ayni olsaydi, o zaman bilime gerek kalmazdi," der Karl Marx… Bilimsel bakis bir
gercekligi arama kavgasidir… Toptancilarin ise boyle bir kavgasinin olamayacagi aciktir…
"Sehr-i Istanbul" sergisi uzerine yapilan elestirileri okudum… Mehmet Tevlim’in iyi niyetlerle ortaya koydugu elestirel
deginilerden sonra Cihan Demirci’nin buradan hareket ederek bunu Erdogan Karayel’i karalama derkesine dusurmesi ve
onca ustanin degerli eserini toptan yok saymis olmasi yukarida belirttigim toptanciligin son ornegi oldu…
Bastan belirtmeliyim ki; Cihan Demirci: "Amac Istanbul karikaturleri degil, yonlendirmeden ve katilan karikaturlerden
goruldugu uzere zaten uzun suredir yuruyen bir proje olan 3 dinin yakinlasmasi goruldugu uzere. Oysa uc dinin
yakinlastigi filan da yok bu arada. Bu arkadasimiz Almanya’da yasadigi icin farkinda da olmayabilir ama
Istanbul’da "Musluman"lik disindaki dinlere sahip insanlarin sayisi zorunlu gidisler nedeniyle hep azalmistir." demekte ve
devaminda da dinsel ve etnik bolunmuslukleri orneklemektedir… Boylece Demirci kendi kendini curutmekte ve sergiyi
yuceltmektedir aslinda… yani hem dinlerin ve etnik yapilarin bolunmuslugunden yakinmakta, hem de -bazi
karikaturlerde (gercek degilse utopik olarak) dile gelen- dinler ve kulturler arasi birliktelige saldirmaktadir…
"Dinler Arasi Diyalog" kavrami Tevlim’in belirttiginin de otesinde cok eski bir projedir… Egemenlerin somuru alanlarini
genisletmek icin zaman zaman degisIk adlarla, degisIk gorunumlerle ortaya koyduklari ve hedefinde emekci halkin
oldugu bir "yeni dunya duzeni" projesidir…
"Sehr-i Istanbul" sergisinin "dinler arasi diyalog" projesiyle ortusturulmesi insafsizliktir. Cunku boyle bir projeyle baglantili
olmak icin onemli bir rant iliskisinin olmasi gerekir. Oysa biliyoruz ki bu sergi, daha once gerceklestirilen ayni konulu
karikatur yarismasinin devami niteliginde ve kisitli olanaklarla gerceklestirilmektedir…
Serginin "Ogretmen Evi"nde aciliyor olmasi bile toptan mahkum etmenin bir araci yapiliyor… bu durum ise insafsizliktan
da ote bir durumdur… Bu toptanci bakis dogru olsaydi eger, Milli Egitim Bakanligi’na bagli bir ogretmen olan ben, veya
Mehmet Tevlim de AKP isbirlikcisi olurduk… Ya da butun CHP’li belediyeler kultur-sanat dostu, butun AKP’li belediyeler
kultur-sanat dusmani olurdu… Daha da genel bir toptancilik yaparsak, hepimiz kapitalizmin egemenliginde kapitalistce
yasayan zavallilar olurduk…
Yasamin gercekligi bu toptanciliklari yerle bir ediyor… mucadele, bu kistirilmislik, bu kusatilmislik, bu olanaksizliklar
icinde hareket edebilmeyi gerektiriyor… sanat soz konusu olunca bu daha da onem kazaniyor… Ben veya Tevlim, MEB’in
ogretmeni olarak muhalif olma yollarini yaratabiliyoruz… Biz CHP’li belediyelerin korktugu icin izin vermedigi sergileri
AKP’li belediyenin destegiyle acabildik… Kapitalizm kosullarinda, somuruye karsi var olabiliyoruz…
"Sehr-i Istanbul" sergisi icinde elbette elestirilecek urunler vardir… ornegin cami ve minare guzellemeleri yapan urunleri
ben de sevmedim… serginin afisini de elestirebiliriz. Dinsellik temasi one cikarildigi icin itici gelebilmektedir… ama ben
bunu "laiklik" vurgusu baglaminda dusunuyorum… cunku baska turlu dinler arasi hosgoru ya da diyalog olanakli
degildir… gerisi kandirmacadir… Erdogan’in da bu temelde afise bu vurguyu koydugunu dusunuyorum…
Sergiyle ilgili elestiriler kuskusuz cogaltilabilir… ama bir de emek urunu -hic olmazsa sanata/karikature saygi geregi-
ustalarin elinden cikmis mukemmel karikaturlerin de hakkini vermek gerekmez miydi? Adi bile edilmiyor…
Bu sergiyi farkli dusuncelerdeki sanatcilarin ayni konuyu isledikleri bir platform olarak gormek yerine
 neden aynilastirarak goruyoruz?
Neymis; "ozgur sanata dusman dinlerin gucunu arkaniza alarak; bilime, akla, cagdasliga dayali olan bir dusunceyi
sirtindan bicaklayacaksiniz…" mis… "O zihniyete su tasiyanlari insanlar unutsa da tarih not eder ve asla unutmaz…"mis…
Insanin ici urperiyor… karikatur polisligi bu olsa gerek…
"Sehr-i Istanbul" sergisine ben ve bir ogrencim birer eserle katildigimiz icin bu tartisma beni de ilgilendirmistir…
Yukaridaki dusuncelerim istemeyerek de olsa (cunku dar grupcu tartismalarla bir yere varilamayacagini biliyorum) "Sehr-i
Istanbul" sergisi tartismalarina bir giristir… Cikis nasil olur bilemiyorum…
Sergideki 75 karikaturun kac tanesi uc dine ovgu diziyor, saydiniz mi? Kolayciliga
kapilip tum sergiyi toptan mahkum ediyorsunuz… Dinsellik adina yasatilan acilar, baskilar, katliamlar, otekilestirmeler
baska, Istanbul konusu baglaminda dinlerin, inanclarin, kulturlerin kardeslik ve hosgoru icinde bir arada yasamasini
dillendirmek baskadir… cizerler kendi tarihsel-toplumsal-estetik-politik birikimleri geregi bir seyler cizmislerdir…bu
hosgoru ve kardeslik ortami yasanmadan dinsel dogmatizmi asmak olanakli degildir… bu uzun bir surec gerektirir… sunu
bilin ki ben de dahil, bu sergiye katilan pek cok cizerin dinsellik adina islenen katliamlara, ortaya konan otekilestirmelere
vs.’ye karsi cizgileri de vardir… ama siz de Istanbul konulu bir karikatur sergisi duzenleyin, bizler de "Sivas, Maras,
Corum Katliamlariyla, turban dayatmasiyla, gericilikle, siyonizmle, misyonerlikle ilgili karikaturlerimizle serginize
katilalim…" boylece Istanbul’u bir guzel anlatmis olur ve de sizin gibi cok duyarli kisileri tatmin etmis oluruz… ha bir
de unutmadan… "cesaret ve yurek" kavramlarini facebook’ta bir yorumda kullanmakla cesur ve yurekli olunmuyor…
Hayat bunu ogretiyor… ben bunu DGM’lerde AGIR CEZA’larda karikaturlerimden dolayi yargilanirken, ogretmenlikten
uzaklastirilirken derinden yasadim… o zaman simdi cok cesur ve yurekli kesilenler yoktu yanimizda… yine bu
elestirdiginiz sergideki Firuz’lar, Kazanevsky’ler, Saadet Demir’ler vs vardi…

Askin Ayrancioglu

***
Bir suru gorsel is uretimi beni bekliyor. O yuzden bu tartismaya katilmiyorum. Boylesi iyi de oluyor benim
icin. Burada yazdiklarimizi ne kadar cok insanin izledigini, okudugunu ve bunlarin da cogunun genc oldugunu soylesem
yanlis mi yaparim? Kendi evi onu dialoglari olsa keske bunlar sadece. Bu tartismalar ne katiyor, hangi bilgi haznemizi
gelistiriyor, hangi seyleri tekrarlayip duruyoruz, yeni seyleri uretmek yerine, ne kadar seyleri yeniden uretiyoruz?
Bu kadar kirgin ve kuskun ve eskilerden hesapli insanlarla nereye gidiyoruz? Gitmeli miyiz? Bence her yazi yazan, elestiri
yapan bir de cizgi ile anlatsin derdini, en azindan cidiklerimiz baska bir yuz gøsterir belki,
guzel seyler gormek istiyoruz cunku.
Oguz yazdigi yaziya bir de cizgi ekliyor. Bu ne kadar iyi bir sey. Yoksa karpuz satan
degerli manavci arkadasimizdan farkimiz kalir mi?
Faruk, hastaligini ilk kez senden duyuyorum. Bizleri biraz da yalniz birakan bir ortam bizimkisi. Sonunda belki hep
yalniziz. Bu yuden mesleki orgutlenmeleri, dayanismayi onemsiyoruz. Cizerine sahip cikacak bireyler degil, dernegimiz
olmaliydi. Ama oyle degil. Artik iyice beelirlenmis bir ayrimcilik, secicilik goruluyor oralarda. Bunu kimse de yadsimiyor.
Dogalmis gibi yasanip duruyor. Dogal olmasa bu kadar cizerimiz bu yonetimi secmezdi tekrar. Bunda bizim de payimiz
vardir, kuskunluk, hayal kirikliklari, kabul gormemezlikler, kendimizi abartmalar, guclu olanin her daim yaninda olma
duygusuna karsi olmak, temiz degil, is bilenlerle dolu olmasi etrafimizin, tezgahini kurup onu savunmak icin her yolu
mubah goren ve bu davranislarinin kabul gordugu bir cok insan vb. gibi bir cok neden herkesin durusunu belirliyor.
Ayni meslektekiler icin bir meslek ahlakimiz olmali kim olursak olalim. Ye ye, sil sil, didis, didis, kendine de dokunuyor
bunlar. Hangi toplumdan isen onu yansiitiyorsan nereye gidersen git. Eziklik, siliklik, caresizlik. Esit mesefede durmayi,
hosgoruyu, bizim gibi dusunmeyenlere de oyunlar degil, cekemezlikler, sisililer, ikili yazismalar icinde ifadeler degil.
onlarin da nefes alacagi alanlar yaratmaliyiz.
Onumuzdeki rol modelleri de belli. Herkes el yordami ile giderken elbette zor degil bugunku insanlar olmamiz. NEsil
farkina biz de iyice katkida bulunuyoruz. Uzaklasiyoruz genclerden.
Karalamalar, yalan yanlis bilgiler ile milleti galeyena getirmek hic olmuyor oysa. Sanat gibi bir meslegin insanina hic
yakismiyor. Boyle yaparak mutlu olanlar, sonuc aldigini sananlar var camiamizda. Basklari uzerinden soz soylemeler
beni gercekten cezbetmiyor, cizerin bir ozelligi, sahsina has bir yani olmali ki bence bu ilginc. Artik belki benimm
gibi cogu uretken insan, "guzel bir sey uretmissin,""bu kisacik hayatta yaptigin estetik is ile bana ne guzel bir sey
katmissin," "Yahu bu sabah kalktim,. yaptigini gordum, icim isindi, sagol, der kunlarimin arasinda bir guzellik oldu," filan
gibi seyler demeyi istemek ayip mi?Olumsuzluklar yormuyor mu sizi? Olumsuzluklar cumlelerimize de yansiyor. Agizdan
cikildiktan sonra artik donusu yok, sozun. Hircinlik, keskinlik ve cirkinlik, hshesap adami olmak, manipulative olmak,
bilimsel olmamak artik bir ise yaramiyor. Facebook’da bile artik senin 500 arkasindan sadece
s eni bilen 3 kisi begeniyorsa bunun nasil bir yanilsama oldugunun farkinda olup olmmak da secim.
Caresizlik iyi degil, ama kendisi ile barisIk olmamak daha kotu.

Firuz Kutal