LEVENT ELPEN’DEN…

haberler-bant2.jpg

leventelpen.jpg

TAN ORAL’IN “HERKES WALT DISNEY OLMAK ISTEDI” BASLIKLI YAZISINA ILISKIN..


 

Karikatur Haber blog’unda yer alan, Tan Oral ile animasyon uzerine yapilan soyleside, bazi onemli hatalar tespit etmek mumkun.

Yalniz, animasyon ve hele “animasyon sektoru” soz konusu olunca, Tan Oral’in neden ilk olarak akla geldigini anlamak, mumkun degil. Birincisi, Turkiye’de olmayan bir sektor uzerine ne dense, bos. Ikincisi, Tan Oral, deneysel bazi kisa animasyonlari olmasi disinda, “sektor” ile yani ticarî (metraj) cizgi filmler konusunda bir otorite degil ki… Hayatinda yaptigi metraj belki on, belki yirmi dakikayi bile bulmayan ve yapimlarinin hemen hepsi, deneysel ture ait bulunan biri hakkinda, sirf adinda “cizgi” var diye cizgi film uzerine konusmak ve bir takim cikarsamalarda bulunmak, dogru degil.

Bu tip roportajlarin, Tan Oral’in Cumhuriyet’ten ayrilma bicimi ile populer olmasi yuzunden ikide bir gundeme gelecegi, belli. Dolayisiyla, su anda dogrularin bilinmesi ve ortaya cikarilmasi, cok onemli. Hani derler ya, “itirazi olan ya simdi konussun ya da sonsuza kadar sussun!”

Yuksel Unsal’in ABD’de kayboldugu soylenen Nasreddin Hoca filmi ile ilgili bugune kadar her kafadan bir ses cikti. Celiskili bilgiler aldik. Fakat 6 Haziran’da Bilgi Universitesi’nde Sayin Ekrem Borazan’in eski Turk cizgi filmleri ile ilgili sunumunda gorduk ki, bu film, gercekten yapilmis. Sanirim Turgut Ceviker’in arsivinde, bu film de var. Sunum ve film gosterisinden cep telefonu kamerasi ile kaydettigim goruntuleri, bir sonraki postada, sizlerle paylasacagim. Eger Ekrem Bey veya Turgut Ceviker, bizlere bu eski Turk cizgi filmleri ile ilgili arsiv calismasina giristigimizde yardimci olurlarsa, kuracagimiz “animatek”de bu gibi eski filmleri gosterir ve Turk cizgi film tarihinin, hic de bildigimiz gibi olmadigini, anlariz.

Naisreddin Hoca ile Oguz Aral’in Koca Yusuf’u arasinda neredeyse onbes-onalti yil fark var. Bu arada, roportajda, yapilan reklam filmlerinden, soyle bir ustunkoru soz edilmis. 1960 ile 1966 arasi, Turk cizgi film tarihinin, en onemli gelisim evresi. Bu tarihler arasinda ne oldugunu anlamayan, Turkiye’de cizgi film “sektoru”nde soyle oldu, boyle oldu, diyebilir mi?

“Sonraki yillarda bu ekibin yetistirdigi ikinci bir kusak cikmadi”… Iste can alici cumle. Bu ekibin yetistirdigi ikinci bir kusak cikmadi, cunku o ikinci kusak, kendi kendini yetistirdi. Kendilerinden, bildiklerini sir gibi saklayan bu ustalarina inat, ikinci kusak, onlari kat kat gecti. Animasyonun, hizla ilerleyen teknolojisini sanat birikimleriyle birlestirdi ve ticarî calismalarin onunu acti. Gercek uzun metraj animasyonlar, ilk kez, ikinci kusak zamaninda yapildi. Birinci kusagin, karikatur sinirlari icine hapsettigi, ille de kisa esprilerden olusan, ticarî acilima kuskuyla bakan “canli karikatur” demirperdesini, ikinci kusak yikti. Elbette, bu ustalara gore, ikinci kusak olmayacak. Cunku, onlar yetistirmedi. Yetistiremezdi de zaten.

Heyhat! Su an, hepimizi gecen bir ucuncu, hatta dorduncu kusak yetisiyor. Fakat Serez Carsisi gibi, bu eski ustalar, sagir ve dilsiz. Kendilerinden sonra, tufan ya, yetismis hic bir cizgi filmci kusagi yok. Dahasi, populer olmus bu eski ustalari dikkate alan burokratik, medyatik ve siyasî cevreler de, durumu boyle biliyor ve Turkiye’de animasyon namina hemen hic bir seyin olmadigini zannediyor. Animasyona verdikleri zarar, neredeyse felâket derecesinde. Durum, bir turlu liderlik koltugundan inmek bilmeyen eski politikacilarin halini andiriyor, nedense…

Tekin Ozertem, proje istemis ve hic kimse, proje goturmemis. Iyi de, kimsenin bundan haberi yoksa, nasil proje gitsin ki… Kime ne aktardi acaba Tan Oral, merak ettim simdi…

Yillardir, cizgi film projelerimi hayata gecirmek icin cirpiniyorum. En basta, benim gibi girisimcileri ciddiye almayanlar, bu durumdan utanmalidir. Ikinci olarak, eger Turkiye’de biz cizgi filmcilere, “Gelin, projelerinizi getirin, her turlu destegi verecegiz” diyen biri ciktiysa, inanin, sapkami yiyecegim.

1992 ve 1993’de Kultur Bakanligi’nin tanidik es dosta ulufe gibi dagittigi cizgi film projelerinden kimler nasiplendi acaba, kendileri iyi bilir, bir eski “sosyal demokrat” olarak…

“Ayrica butun derneklerin basina gelen, cizgi filmcilerin de basina geldi ve ic cekismelerden dernek batti.”

Hoppala… 68 kisi hangi dernege uye simdi? Cizgi Filmciler Dernegi nerede batmis, Karadeniz’de mi?

Ama dogru olan bir sey var. Bu dernek, gercekte cok da faal bir dernek degil. Bunun sebebi ise benim gibi, diger 67 uye olmasa gerek. Zamaninda, Kultur Bakanligi ulufelerinden pay kapmak icin birbirine giren, dernegi bu amac icin kullanmaya kalkan kim ise, onlardir. Bu cekismeden zirnik kadar bir kazanci olmayan ve her turlu cekismenin disinda kalmaya ozen gostermis benim gibi “besinci kusak” animatorler, simdi onlarin bize miras biraktigi butun bu yozlasmislik ve copluk icinde, dernegi yeniden yasatmaya, daha da ileri giderek meslek birligi olusturmaya calisiyoruz ve asla, bu eski ustalarin yardimini yanimizda goremiyoruz. Cunku onlarin boyle, bir araya gelme, meslegin gelecegini dusunme, orgutlenme gibi dertleri yok. Varsa, yoksa, hâlâ birbirlerini yesinler: “Sen su kadarlik proje aldin bakanliktan, ben bu kadarlik aldim” kayikci kavgasini yurutsunler. 1995 kongresinde oldugu gibi…

“Turk cizgi filmi” lafi, acaba kimler yuzunden bu kadar ayaga dusuruldu, neredeyse agir hakaret halini aldi, acaba kimlerin yuzunden?

Kultur Bakanligi’nin cizgi film ile ilgili politikasi, zamaninda olusturulmadiysa, bunda kimlerin sucu vardir? Hic bir seyden haberi olmayan dernek uyelerinin mi, yoksa, kendilerinden sonra hic animator yetismedigine inanan eski ustalarin mi?

Bunlari sadece Tan Oral’a sormuyorum, butun eski kusaktan kalan ustalara, hepsine soruyorum ve bugunler icin neler yaptiklarini, bu ise gonul vermis genclerin heba olmamasi icin neler yaptiklarini, bir bir aciklamalarini istiyorum. Biliyorum ki, kimse buna yanasmayacak.

Ve sanki bizler icin cok sey yapmislar gibi, bir de ustune Walt Disney’i taklit etmeye calistigimizi soylemesinler! Cok ayip oluyor. Walt Disney’i taklit eden yok, ayrica. Disney studyolarinda calismis Turk animatorler bile etmiyor. Tan Oral ve bize katki yapmamis eskiler, “sektoru” anca bu kadar biliyor.

 

Levent Elpen

http://www.cizgifilmciler.org