BURAK ERGIN’DEN “DIGITAL KARIKATÜR” ÜZERINE…

digital-bant

Herhangi bir alanda teknolojinin avantajlarından kaçınmaya çalışmak, olumlu sonuçlarına rağmen mevcut imkanları kullanmayı reddetmek, kendisi için farklı, özel ve orijinal bir kişilik yaratma umuduyla insanlığın genel olarak ilerlemeyi seçtiği yoldan dışarılara çıkmak, kişinin sonuçsuz kalmaya mahkum çabalara saplanması demektir ki bu saplantı hali bağnazlıktır. Bunun yanında, münzevi bir yaşantıyı bilinçli olarak veya bir şeyleri protesto etmek için seçmeyen herhangi bir kişinin, bir grubun veya herhangi bir ülkenin tümüyle teknolojiden uzak kalmayı düşünmesi beklenemez. Nitekim kendi malzemelerini kısmen kendi elleriyle yapmayı seçen çizerler dahil tüm çizerlerin dijitale başvurmadığını düşünsek bile, kullandıkları malzemeler itibariyle ileri teknolojiye bağımlıdırlar. Daha da basite inecek olursak kağıda kaleme bağımlıdırlar. Dolayısıyla bağımlılık düzeyi veya neye bağımlı olunduğuyla eserin içerdiği sanatsal gücün düzeyi arasında bağlantı aramak gereksizdir.
   
Sanatçıların diğer insanlardan farklı, biricik, özel, bu bakımdan da çok değerli kişilikler olduğuna duyulan geleneksel inanç, ürettikleri eserlerinin de “tek”, tüm kopyalarından farklı, asla tekrarlanamayacak şekilde yaratılması gerektiği yönündeki kanaati besler. Sanatçı öldüğünde –tıpkı diğer canlılar gibi- nasıl ki bir daha aynen dünyaya gelemeyecekse eserinin de asla yinelenemez olması beklenir. Kısacası orijinal eser sanatçının “tek”liğini sembolize eder. Eğer sanatçının benzersizliği vurgulanmak isteniyorsa, eserini de benzersiz kılmaya çalışmak psikolojik kökenli ve geleneksel bir temayül olarak kendini gösterebilecektir (Elbetteki bu benzersizliğin mükafatları arasında maddi kazanımlar da bulunacaktır). Dolayısıyla orijinale olan talep bir bakıma sanatçıya gösterilen alışılagelmiş saygının doğal bir sonucu şeklinde yorumlanabilir. Dijitale başvurmak kısmen sanatı
 ucuzlaştırıyorsa da günümüzde orijinale sadık kalmanın çok da rasyonel olduğu söylenemez. Rasyonel olan, çağın gereklerini yerine getirerek yeni değerlerler elde etmektir. Bu yapılmaz ise bunu yapan diğerleri o işin “en iyileri” konumuna kendiliğinden yerleşeceklerdir. Tıpkı diğer anlamsız kaygılara takılıp kalmak gibi, sanatçıyı geleneksel açıdan “tek” leştirememe endişesine takılıp kalmak da gerekeni gerektiği gibi yapamayan sanatçı’nın ve söz konusu sanatın çağdaş ortamda “tek” leşememesiyle sonuçlanır, ki en istenmeyecek sonuç bu olsa gerekir!
   
Netice itibariyle şunu söyleyebiliriz: Teknoloji olmaksızın karikatür sanatı modern dünya tarafından beklenen yönde gerçekleştirilemez. Yakın bir gelecekte, dijital olarak şu anda yalnızca kağıt-kalemle üretilen geleneksel orijinallerden çok daha fazlasını, çok daha iyisini yaratma imkanı bulacağız. Şu anda bile bu imkanı, en azından orijinalleri daha da iyiye götürme olanağını sanatçıya sunan yazılımlar mevcuttur. Varacağımız yere varmaktan kaçınamayız, ancak bunu geciktirmekle yetinebiliriz. Anlamsız nedenlerle gecikmektense mümkün olabildiğince önden gitmek her zaman için daha iyidir.  Geleneksel orijinallerin özelliği sadece bir adet olmalarıdır, bu kadar. Sanat ise her zaman, her yerde ve her durumda sanattır. Dijital ortamda üretilmiş, fakat estetik değerlerden, işin kurallarından yoksun karikatürler, tıpkı orijinal olup da aynı eksikliklere haiz karikatürler gibi beğenilmeme akıbetine onlarla eşit derecede uğrarlar. Orijinalin tek faydası, orijinalin tekliği üzerinden gelir elde etmek isteyen kimselere yöneliktir. Bu bakımdan dijital karikatür, karikatür sanatını kısmen ucuzlaştırmaktaysa da ve sanatçıyı daha çok sayıda aracı tanıyıp kullanmayı bilmeye itmekteyse de ondan kaçınmak imkansızdır. Her şeyin dönüştüğü ve büyük değişimlerin gerçekleştiği bir dünyada karikatür sanatının bunların dışında kalması hayal bile edilemez.   

Burak Ergin