BÜLENT DÜZGIT HAS PASSED AWAY…

a-news-bant.jpg

bulentduzgit-died2.jpg

bulentduzgitugurlandi.jpg

BULENT DÜZGIT SON YOLCULUGUNA UGURLANDI..
AYRINTILI BILGI VE FOTOGRAFLAR ICIN:

http://www.rasityakalikarikaturokulu.blogspot.com

oaral.jpg

Oguz Aral’in 2002 yilinda Bülent Düzgit icin kaleme aldigi yazi

Hem terbiyeli, hem masum hem de karikatürcü


Sedat Nuri, Cemal Nadir, Sururi gibi eski ustalarýn günümüzdeki izdüþümü. Hem yeni bir çizgi diline, hem de eski bir Ýstanbul çelebisinin birikimine sahip olmak zordur. Bülent’in karikatür sanatýndaki baþarýsý iþte burada!
Haberi Yalçýn Pekþen’in yazýsýndan öðrendim; Allah’ým, Bülent Düzgit açýk kalp ameliyatý olmuþ. Açýk kalp ameliyatý ne demek? Ýnsanýn göðsünü kesip-yarýp kalbini ellerine alýyorlar. Sonra da (ellerine saðlýk) yontup-biçip yerine takýyorlar.
Halký haberlendirme iddiasýnda olan biz gazeteciler, artýk ayný gazetede çalýþan arkadaþlarýmýzýn hastalýk haberlerini bile yine gazetelerden öðrenmeye baþladýk.
Eskiden birimiz nezle olsa, nezlesi gazetenin yarýsýna geçerdi. Çünkü burun buruna çalýþýrdýk. Ama þimdi Bülent, bu yeni moda lüks otel azmaný Medya Towers dedikleri Hürriyet Gazetesi’nin üçüncü katýnda çalýþýyor, bense beþinci katýnda… Yani birimiz Madagaskar’da oturuyor, diðerimiz Sicilya’da.
Karikatür denen bu yeni dünya sanatýnda karikatürcü dediðin adam biraz mel’un olmalý. Isýrdý mý koparmasa bile, can yakmalý diye bilinir. Hatta punduna getirirse belden aþaðý vurmalý ve yan hakeme çaktýrmamalý…
Ama Bülent Düzgit, sýmsýcak çizgisi ve keyifli espri dünyasýyla ‘‘Latifenin latif olduðu’’ bir dünyanýn belki de son örneði. Usta deseninden gelen rahat ve sevimli çizgisiyle en sivri eleþtiriyi yaparken bile insana olan sevgisini kaybetmeyen son bir örnek! Eleþtirdiði kiþiyi bile seviyor sanki…
Yani Sedat Nuri, Cemal Nadir, Sururi gibi eski ustalarýmýzýn günümüzdeki izdüþümü. Hem yeni bir çizgi diline, hem de eski bir Ýstanbul çelebisinin birikimine sahip olmak ah ne zordur bir bilseniz. Bülent’in karikatür sanatýndaki baþarýsý iþte burada!
*
Bülent Düzgit’in Türk karikatüründeki deðeri yeterince vurgulanmadý. Ýlk nedeni, Bülent’in sessiz sedasýz, alçakgönüllü, reklamsýz, propagandasýz, mahçup kiþiliðidir. Ortalýkta asla görünmez.
Ýkincisi de Hürriyet’te çiziyor olmasýdýr. Hürriyet, her konuda yenilikçi ve atýlýmcýdýr. Ama karikatür konusunda tutucudur. Bir kedi fotoðrafýna çeyrek sayfa ya da koca harflerle dizilmiþ bir baþlýða yarým sayfa yer ayýrabilir. Ama bir karikatürün ölçüsü bir ya da iki kibrit kutusu boyutlarýný geçemez. Ýþte Bülent gibi bir usta yýllardýr o boyutlar içinde hapistir.
*
Yukarýdaki satýrlarý tam beþ yýl önce yazmýþým. Üstelik Hürriyet’te de yayýmlanmýþ. Yazdýklarýma bugün yeniden bir göz attým. Gazetede Bülent için deðiþen hiçbir þey yok. Ama Bülent’te de deðiþen hiçbir þey yok. O muhteþem deseniyle niçin yarým sayfa panorama karikatürler çizmediðini, güzelim esprilerini halktan niye sakladýðýný, bunun için gazete içinde savaþým vermesi gerektiðini her zamanki saldýrgan gevezeliðimle hababam anlatýp duruyorum. O, duru mavi gözlerini önündeki kaleme dikiyor ve mahcubiyetten yanaklarý daha da pembeleþiyor. Lafa baþladýðýmdan yarým saat sonra nihayet aðzýndan bir cümle çýkýyor. ‘‘Haklýsýnýz ama, ben böylesini de seviyorum aðabey.’’
Düþünebiliyor musunuz, en az yirmi yýllýk dostluðumuz var ve bana hálá ‘‘Siz’’ diyor.
*
Bülent’in uykusunun en tatlý yerinde açýk býraktýðý yatak odasýnýn penceresinden tam tekerlek ve pýrýl pýrýl bir mehtap yükseldi. Mavi-beyaz ýþýltýsý, Bülent’in çocuksu ve masum ifadeli yüzüne vurdu. Sonra da Bülent’in köpek diþleri uzadý. Yüzünde ve vücudunda kara kýllar çýkmaya baþladý. Mavi gözleri sarýya dönüþtü ve aya doðru bir kurt ulumasý koparýp açýk duran pencereden sokaða atladý.
Siz bir insanýn hem iyi kalpli, hem terbiyeli, hem masum ve hem de KARÝKATÜRCÜ olabileceðine inanýyor musunuz yoksa?

Oguz Aral

***

carsaf-kapak76jpg.jpg

DOKTOR’UN ARDINDAN…


Henuz 23 yasimda girdigim Hurriyet gazetesinde tanidim adasim Bulent’i. Nedenini hala bilemem ama adindan once herkesin ona “Doktor” lakabi ile hitap etmesi basta cok garibime gitmisti. Fakat zaman gectikce Doktor’a oyle alistim ve oyle isindim ki anlatamam. O gunlerde henuz cizgide amatorum, Doktor calisirken kagdinin icine dusecegim adeta, o kadar imreniyorum, ozeniyorum. Hakikaten usta bir karikaturist, ilustrator…Aslinda benden birkac yas ilerde ama yetenegi almis basini gitmis.

En yakinindaki bizler disinda onun bu ustaligini bilen azdir. Cunku daha sonraki “Carsaf Mizah Dergisin”de de suren birlikteligimiz suresince gordum ki Doktor’un yayinlanmayan veya ortaya cikarmadigi cizgileri, yayinlananlarin yaninda buzdaginin su altinda kalan kismi gibiydi…

Hepimizin stres icinde zamanla yarisip dergiye cizecek esprileri dusunurken Doktor musvette kagidina gerek gormeden cikardigi resim kagidina aklindaki cizimi yaparken, bir yandan da ayagiyla tuttugu tempo esliginde cok sevdigi fasil nagmelerini miril miril mirildanirdi.Cok dogal olarak da onun bu rahatligi hepimize bir keyif, huzur verirdi…Fakat bu kadar guzel kizlar cizebilen, yeri geldiginde mizahin en sivri oklarini cekinmeden gerekli yerlere firlatabilen, rahatlatici, dingin biri olan Doktor, inanilmaz derecede mahcup, cekingen ve annesi ile beraber yasayan, muthis icine kapanik bir insandi. En sinirlendigi anda bile agzindan degil bir masum kufur, tek kotu soz bile duymamisimdir.

Araya giren yillar, gelecekle ilgili planlarimizin farkliligi zaman icinde bizleri birbirimizden koparip, dogal olarak degisIk yerlerde yasamimizi surdurmeye zorladi. Fakat yine de birbirimizi cizgilerimizden takip ediyor, arada bir de olsa birbirimize selamlar yolluyorduk.

1998 yilinda ben kalp krizi gecirip de by-pass ameliyatimi yaparken, Sayin Prof.Dr.Bingur Sonmez’den ogrendim ki, bizim Doktor da ayni kaderi paylasip, ayni masada saglik bulmus…

Ve biz yine uzun bir hayat kosturmacasinin icinde ayri koselerde yolumuza devam ederken bu gun ogreniyorum ki o sessiz, mahcup, cekingen Doktor, hicbirimizin haberi olmadan, sessiz…mahcup…aramizdan cekilip gitmis…

Ben inaniyorum ki o yine gittigi yerde miril miril asagiya, bizlere bakip, ayagiyla temposunu tutup fasilini geciyordur…Bizlere biraktigin guzel anilar, cizgiler icin sana tesekkur ederiz Doktor…Onca yalinligina, sessizligine ragmen sen bizim icin gercekten rengarenk biriydin Bulent…

Allahtan rahmet, sevdiklerine bassagligi diliyorum…


Bulent Arabacioglu

(Bu yazi, Bülent Arabacioglu tarafindan DQ’a gönderilmistir. EK)

 

***

bulentduzgit-syalcin2.jpg

SAADET DEMIR YALCIN-TURKEY


bulentduzgit-meteariftokmak.jpg

METE ARIF TOKMAK
-TURKEY

***

candogan.jpg

TURKISH PAINTER CAN DOGAN HAS PASSED AWAY..
(ISMAIL DOGAN’S BROTHER)

***

candogan1.jpg

CAN DOGAN

***


ÖLÜMLE DANS !

Annemi aldýn kýrkbeþinde…
Sɪrasýyla babamý, kardeþimi…
Ve þimdi ise abimi…
Ama sen yanýldýn ölüm !
Kardeþim, 43’ündeydi henüz,
Abim ise elli iki…
Bak dostum, sen sýramý atladýn !
Yanýldýn sen ölüm !
Henüz kýrkyedisinde olsam da…hayatýmýn..
Bir saðýmdasýn, bir solumda…
Dans ediyorsun benimle…
Ama sana söz…
Ne zaman karþýma çýkarsan çýk,
Önünde dik duracaðým senin…
Eðer cehenneme yolun dersen;
O kýldan ince, kýlýçtan keskin, sýrat köprüsünden,
Geçecegim kalemimle
Günahlarým ve sevaplarýmla…

Ýsmail Dogan
Brüksel, 17 Mart 2010

***

bulentduzgit-ogurel.jpg

OGUZ GÜREL-TURKEY

bulentduzgit-syalcin.jpg

SAADET DEMIR YALCIN-TURKEY