“BENZER KARIKATUR” VE “KOMISYON” TARTISMALARINDAN…

karikaturculer-yahoogroups.com-bant.jpg

(YAHOOGROUPS UYESÝ ÇÝZER MUAMMER OLCAY’IN, YAHOOGROUPS’TA YAYINLANAN
“BENZER KARÝKATÜR VE KOMÝSYON” KONUSUNDAKÝ YAZISI…)

muammerolcay-foto.jpg

Merhaba,
Karikaturlerdeki benzerlik uzerine dusuncelerimi paylasmak istedim.
Sevgilli ustadlar, karikaturcu dostlar. Her ne kadar farkli tarzda cizersek cizelim, teknik anlamda birbirimizden ayrýlan ozelliklerimiz vardýr. Fakat temelde hepimizin karikaturcu kisiligi ve duygu, dusunce bakimindan ortak yanlarimiz ortak duruslarimiz var. Bunu inkar edemeyiz.  Bu nedenledirki bir olaya bir olusuma ayni tepkileri vermemiz gayet dogaldir.
Buna iki farkli karikatür sanatcisinin ayni espriyi cizmesi de dahildir. Yarismalarin amaci farkli olani on plana cikarmak ve ozgun icerigi olan yapitlari odullendirmek olmalidir. Bu durumda sayin juri uyelerine ciddi yukumluluk binmektedir.


Sevgili Erdogan Karayel in www.donquichotte.org adresli sitesinde olusturdugu komisyon buna cok guzel bir ornektir.
Bu olusum juri faktorunun ciddiyetine dikkat cekmeyi amaclamistir. Bazi karikaturcu dostlar, bunu yanlis anlamaktadir.
Bu arkadaslar asil amacimizin karikatur sanatimizin Dunya Karikatur Sanati icinde gelisip daha orjinal islere
imza atmasinin olmasi yonunde bir turlu goruslerimize katilmamaktadir. Bu gelisim sureci, yeni ve eski cizerlerin gorus alisverisi icinde oldugu bir ortamla olur. Yine bu gelisim surecinin olusumu, sanatcilarin birbirlerini gerek elestirel gerek destekleyici ve gerekse ozelestirel yaklasimlariyla mumkundur. Gerektiginde yarismadan cekilmek erdemliktir.
Karikatur cizerken duydugunuz coskuyu bu erdemligi yaparkende duymalisiniz.


Ustad Sevket Yalaz in son Mordogan Karikatur Yarismasi nda aldigi karari ile bu gelisim surecine buyuk bir etken
oldugunu dusunuyorum. Sevgili Kursat Coskun cok guzel bir sekilde anlatmis karikaturlerin benzerligi ile ilgili yazisinda. ‘Karikaturlerdeki benzerlik’ Dunya cizerlenin ortak paylastigi guzel bir  duygu olarak kalsin.
Bu duyguyu lutfen cirkin sozler asagilamalar ve suclamalar ile kirletmeyelim. Tum sanatci arkadaslarima
iyi calismalar diliyor, sevgilerimi sunuyorum.


Muammer Olcay

karikaturculer-yahoogroups.com-bant.jpg

(YAHOOGROUPS UYESÝ BÝR BAÞKA ÇÝZER KÜRÞAT COÞGUN’UN, YÝNE YAHOOGROUPS’TA YAYINLANAN
“BENZER KARÝKATÜR VE KOMÝSYON” ÜZERÝNE YAZDIÐI YAZISI…)

kursat-foto2.jpg

sevgili karikatürcü dostlar,

 

su karikaturde benzerlik konusu ilk kez bu denli ciddi bir tartisma konusu oldugundan, ben de iki cift laf etmeden duramadim. saniyorum her cizerin zulasinda baska bir cizerin ondan önce davrandigi icin kullanamadigi espri ya da karikaturleri vardir. acik söyleyeyim,  ben bu konuda belki de rekor sahibiyim. bircok esprimin es zamanli olarak bir yerlerde yayinlandigini ya da benim gorme sansim olmayan yayinlarda bulundugunu biraz huzunle, biraz da gururla karsilamisimdir.

 

bir ornek vereyim. yil: 1980. o donemler lisede okuyorum. okullarda yariyil tatili kis kosullari nedeniyle biraz uzatilinca ben de oturdum bir karikatur cizdim. lise duzeyinde bir okulda ogretmen ogrencilere alfabe ogretiyor ve gerekcesi de tatilin uzamasi nedeniyle cocuklarin bildigi herseyi unutmasiydi. ben bu karikaturu cizeyim ve o zamanlar yasadigim bafra’dan girgir’a gondereyim, oguz aral binlercesi arasindan o karikaturu bulsun, cizgisini, esprisini begensin ve dergide yayinlasin diyene kadar, bir de baktim ki o hafta firt’ta bir arka kapak karikaturunde, benim tasarladigim karikaturun aynisi hasan kacan’in esprisi olarak altan erbulak’in o essiz cizgileriyle yayinlanmis. kiskanclik ve gurur karisimi duygularla karikaturumu ve firt’in kapagini cevremdeki insanlara gosterdim. neylersin ki, karikatur yasaminin henüz ilk basamaklarindaki kursat’la, artik ustalik gunlerinin keyfini suren altan’in karikaturleri ayni hizda basinda yer almiyordu.

 

bu duyguyu igor smirnov’un “ellerin ne kadar sicak dostum” adli albumunu incelerken en az 4-5 kez yasadim. elbette ne smirnov’un ne de benim birbirimizin yapitlarini daha once gorme sansimiz vardi. ama ayni espri, aralarindaki binlerce  kilometre mesafeye karsin iki ayri cizer tarafindan bulunabiliyordu.

 

son bir ornek simavi yarismasinin 1985 yili albumunden. intihar etmek icin boynundaki ipi asmaya agac arayan, ama ormandaki tum agaclarin kesilmesi nedeniyle bu sanstan (!) yoksun kalan adamin dramini birbirinden habersiz 4 karikaturcu birden cizmis ve bunlarin tumu da ayni albumde yer almisti. bu cok mumkun olan bir durum ve kimsenin kimseyi intihal, calinti, asirma gibi kavramlarla suclamasi dogru degil. tabii, peter kaste gibi bu sanatin yuz karalari haric. yillar once zonguldakli bir cizer dostumun yayimlanmasi icin penguen dergisine goturdugu karikaturler “siz birakin, biz inceleyelim, daha sonra haberlesiriz” diye elinden alinmis, uzun sure karikaturlerin akibetinden haber alinmayinca da “maalesef karikaturler kayboldu” denilmistir. birkac ay sonra ise o karikaturlerden biri derginin esas oglanlarindan biri tarafindan kapaga tipatip cizilmistir.  bu  belki uc bir ornektir, ama ne yazik ki karikatur dunyamizda sikca yasanmaktadir.

 

gelelim nasreddin hoca’nin birincisine. herseye karsin ben igor nikitin’e inaniyorum. sozlerini icten buldum. her karikaturcu dunyanin dort bir tarafinda yapilan yarismalarda odul kazanan karikaturleri bilmek, gormek zorunda degil. bu konuda asil sorumluluk jurilere dusuyor. belki de tam burda erdogan karayel’in onerdigi ve yasama gecirmeye calistigi komisyon ya da benzeri olusumlara gereksinim duyulabilir. ve eger yarisma organizasyonu gonderilen tum karikaturleri internet sitesinde yayimlayarak herkesin gozleri onune sererse, olusacak saydam ortam daha saglikli ve olabildigince nesnel bir degerlendirmenin de ilk adimini olusturacaktir. ben, komisyon fikrine ya da bu fikrin sahibine kizmadan, kusmeden hatta saldirmadan once eldeki tum verileri ortaya serip serinkanli bir sekilde tartismayi ve degerlendirmelerimizi bu tartismalar isiginda yapmayi oneriyorum. gittikce daha da giriftlesen yasam, bizi olabildigince boyutlu dusunmeye zorluyor. 2007 yilinda hazirlanan bir yarisma sartnamesinin 80’li, 90’li yillarin sartnamelerinden farkli ve gunun kosullarini tasimas¹ zorunlulugu ortadadir. dunyayi degistirme iddiasindaki karikaturculer ise kendilerinden baslamalidir. aksi takdirde zamanin ruhu (zeitgeist) dedigimiz olgu bize yukardan bir yerlerden nanik yaparak bakar.

 

son birsey daha: ilisikte gonderdigim karikatur 2002 yilinda zonguldak, kdz.eregli ve karabuk kentlerinde actigim “golgelikler serin olur, golgeler sessiz” adli sergimde yer almistir. savas ucaklari arasinda, herseyden habersiz kendi gundelik yasamini surdurmeye devam eden bir balikci. bunca patirti cikmasaydi, ben marco de angelis ve igor nikitin’le ayni seyi dusunmus olabilecegimi bilemeyecektim, iyi oldu. eminim, daha gormedigimiz, bilmedigimiz nice cizerin benzer espriyi isleyen karikaturleri bir yerlerde sergilenmis, yayimlanmis ya da odul kazanmistir.

 

derdi karikatur olan herkese selam ve sevgilerimle…

 

kürsat cosgun

zonguldak