34. GENEL KURUL’UN ARDINDAN…

/haberler-bant2.jpg

genelkurul2.jpg

34. GENEL KURUL’DA, ARALARINDA KIRGINLIK OLAN ARKADAÞLARIN (BEN DE DAHÝL) ARASINDAKÝ BUZLARIN ERÝDÝÐÝNÝ GÖRMEK, GÖZE HOÞ GELEN ENSTANTANELERDÝ. AMA YÝNE DE BAZI YANLIÞ ANLAÞILMALARIN VEYA ANLAMALARIN DEVAM ETTÝÐÝNÝ GÖRÜYOR GÝBÝYÝZ.. SEVGÝLÝ ÇÝZER DOSTUM AKDAÐ SAYDUT’UN ÝNTERNET SÝTESÝ’NDEKÝ BENÝMLE ÝLGÝLÝ SATIRLARI AYNEN YAYINLIYOR,CÜMLE ARALARINDA DA YANITLAMAYA ÇALIÞIYORUM:

Bazý arkadaþlarýmýz eleþtiri oklarýný yönetim kurulumuza yönlendirirken benmerkezci bir yaklaþým sergilediler. Konuþmalarýnýn tamamýný neredeyse kendilerini anlatmaya ayýrmýþlardý…

Elimdeki notlardan da kolayca anlaþýlacaðý gibi, yazýmýn yüzde sekseni “Karikatürcüler Derneði’nin geçmiþ yýldaki icraatýna yönelik eleþtirilerdi. “Benmerkezci” bir yaklaþýmý biraz abartýlý bulduðumu belirtmeliyim. Zira unutmamalý ki Don Quichotte’un iþçiliðini %90 ben kotarirken, yayýnlanan çalýþmalarda kiþisel çalýþmalarýma ancak %10 yer veriyorum. Þimdi böyle bir tabloda “benmerkezcilik”ten bahsetmek biraz haksýzlýk deðil mi? Don Quichotte’un üç yýlý aþkýn zamandaki baþarýsýný biraz da sahiplenmek sanýrým hakkým. Derneðin yapmasý gereken birçok þeyi (karikatürde dýþa açýlýmý, Türk ve dünya karikatürü arasýnda köprü kurma görevini) Don Quichotte’un üstlendiðini ve bunun da altýndan baþarýyla kalktýðýný görmemenin takdirini sizlere býrakýyorum. Kaldý ki; dernekle birlikte hareket etmeyi konuþmamda en az iki kez vurguladým. Bana atfedilen “bencilliði” tamamen reddetmiyor ama bunun makul sýnýrlar içinde olduðunu düþünüyorum.

“Nasrettin Hoca Karikatür Yarýþmasý’nýn Dünyanýn En Prestijli yarýþmasý olarak sunulmasýna itiraz ettiler de, neden itiraz ettiklerini kendileri de anlatamadýlar. Aslýnda sorduklarý sorunun içinde neden prestijli olduðunun cevabýný da vermiþlerdi.

Bu konuya ben ve Hicabi Demirci deðindik. Dediðimiz tek þey þuydu: “Madem Nasreddin Hoca dünyanýn en prestijli yarýþmasý, o zaman niye ödül töreni gerçekleþmedi? Kasada da 200 milyar para varken… Metin Peker, ödül töreni için en az 50 milyar harcama gerektiðini (Don Quichotte ödül törenleri maliyeti hiçbir zaman 500 Euro’yu, yani 900 ytl’yi geçmemiþtir.) söyledi ama pek tatmin olmadýk. Doðrusu Akdað’ýn dediði gibi, sorduðumuz sorudaki yanýtý biz bulamadýk..


Bir ara eleþtiricileri dinlerken Karikatürcüler Derneði’nin genel kurulunda deðilde bazý arkadaþlarýn özel iþlerini anlattýklarý bir panel yapýyoruz duygusuna kapýldým. Kendilerini ve yaptýklarý iþleri o kadar anlattýlar ki… Hatta kendisini ezeli ve ebedi muhalif olarak lanse eden bir arkadaþýmýz  “tek baþýna ne muazzam” iþler yaptýðýný anlatmaya baþladý…

Çok doðal, Akdaðcýðým.. Mütevaziliðin de bir sýnýrý var. Gerçekten tek baþýma karikatür adýna büyük iþler yaptýðýma inanmasam, oturur, oyumu kullanýr, akþam yemeðinde de yer, içer, evime giderdim. Özellikle son bir yýlda birçok baþarýya imza atmýþ bir derginin yönetmeni olarak bunlarý anlatmamdan kimler neden rahatsýzlýk duyar anlamýþ deðilim.. Bu konuþmalarý yaparken, derneðin birçok baþarýsýný da sahiplendiðimi, özellikle internet sitesi konusunda geçen sene yaptýðým gibi Aziz Yavuzdoðan’a katkýsýndan dolayý bir kez daha teþekkür ettiðimi oradaki 132 kiþi duydu. “Tek baþýma muazzam iþler yapmak” vurgusunu biraz “hazýmsýzlýk” olarak görsem de sevgili Akdað’a bunu yakýþtýrmak iistemem. Olsa olsa bir “sürç-ü lisan”dýr…

Tek baþýna tek seçicilik görevi yapan dostumuz konuþmasýný tamamlarken “mevcut yönetimi hanedan olarak” nitelemez mi? Niteleeer…  Hatta dostumuz kendini tutamayýp yönetim kurulu üyelerinin de Metin Peker tarafýndan “kendi iradeleri dýþýnda yönlendirildiði” ifadesini kullandý. Hay Allah… Bu arkadaþýmýz muhalefet konusunda iyice koþullanmýþ anlaþýlan. Fakat bu eleþtirileri yapanlarýn da, kendileri eleþtirildiði zaman en az bizim kadar hoþ görülü olmalarý beklenir. Ýnþallah öyle olur…

Akdað Saydut, bilgi donanýmlý bir karikatürcü dostumuz. “Yahoogrouups” ortamýnda yaþadýðýmýz polemiði genel kurulda çözmemizden en çok ta ben mutlu oldum. Onun bu eleþtirilerini de gece yoðunluðunda, içinde kalmýþ, söylemeyi unuttuðu sözler olarak algýlýyorum.
“Hanedan” tanýmýnýn hala arkasýndayým. Eh, o da benim “ifade özgürlüðü”mün bir yansýmasý olsun. Bu mecazi deyimin hangi amaçla söylendiði açýk ve nettir. Yönetim kurulu üyelerinin Metin Peker tarafýndan kendi iradeleri dýþýnda yönlendirdiðinden dolayý kendisine gýpta ve tebrik etmeme kendisi bile tebessüm etmiþ, karþý çýkmamýþtýr. Ýþte bu noktada ben þu soruyu sormadan edemiyorum: “Bu tanýmlamadan rahatsýz olacak kiþi Metin Peker’dir, peki o dururken sevgili Akdað niye bunu üstlenme gereði duymaktadýr? Akdað, cümleleri nüktelerle süslemeyi seviyor. Ciddi konularda da bunu uyguladýðý zaman insan ister istemez alýnabiliyor veya yanlýþ algýlayabiliyor. Ýnternet ortamýnda bazen aþýrý duygusallýkla birþeyler yazýp “enter” tuþuna bastýðýmýzda bizi düþünemediðimiz sonuçlara götürebiliyor. Onun içindir ki, bir yazýp, on kez okuyarak yazýlarý göndermekte yarar var.
Genel Kurul’un Divan Baþkaný Veysel Donbaz ve Metin Peker’in ifade ettiði gibi son genel kurul, 132 kayýtlý üyenin gelmesiyle son yýllarýn en kalabalýk ve en düzeyli eleþtirilerin yapýldýðý genel kurul olarak tarihe geçti. Bazý þeyleri fazla kurcalamasak ve sadece “karikatür” adýna mücadelemizi sürdürsek ne iyi olur. “Karikatür” gibi dünyanýn en saygýn ve etkin sanat dalýna gönül vermiþ insanlar olarak güzel þeyleri hakkediyoruz. “Sürç-ü lisan” ettiðimiz yazý veya konuþmalarda “özür” dilemesini de becerebildiðimizde karikatür adýna daha çok yol alacaðýmýzý düþünüyorum… Kaldý ki, bu da tarafýmdan o gece, Akdað Saydut ve Cem Koç’a tarafýmdan bizzat yapýlmýþtýr. Yazýmýn sonunda da her zaman vurguladýðým gibi; “Herþey Mizah ve Karikatür için!” diyorum…

Erdoðan Karayel