Ne kadar “Similar”?
Son donemde cizer ve karikaturistlere stres yaratacak boyutta bir ‘Similar’
hadisesi mevcut. Bu konuya mutlaka cozum uretilmesi gerektigini dusunuyorum,
ancak bu cozumu uretmek maalesef biraz internet yazilimlarini kullanabilme
becerisi gerektiriyor, ya da kullanabilen profesyonellerden yardim
alinabilecek bir butce. Yarisma komitelerinin bunu dikkate almalari, yarisma
sonunda dogacak bir similar tartismasina da engel olacaktir.
Don Kisot’ta yayinlanan similar karikaturleri inceledigimde, cok buyuk
cogunlugunda sadece bir tesaduf goruyorum, fikir hirsizligi olan
karikaturler kendisini net olarak belli ediyorlar. Ancak maalesef ayni
platformda degerlendirilerek diger tesaduf eseri birbirine benzeyen
fikirlerle de ayni kefede yer aliyorlar. Internetin bu kadar yayginlastigi
ve bilginin degerinin iyice azaldigi gunumuzde, yaraticilik evrensel bir
platformda degerlendirilmeye baslamistir. Yaratici fikrin degerli oldugu
reklam sektorunde de ayni fikir etrafinda donen bir cok calisma donem donem
birbiriyle karsilasmaktadir. Ancak bu sektorde similar konusu bizim
karikatur sektorunde yapildigi kadar abartilmamis ve buyutulmemistir.
Sonucta degerli fikirler her zaman ilham verici bir misyon da tasimaktadir
ve onlarin etrafinda farkli urunler ortaya konmaktadir. Tabii ki en ozgun
olan en degerlidir ancak bu digerlerini degersiz yapmayan bir durumdur.
Sozun ozu, similar konusu cok degerli karikaturistleri ozur dileme noktasina
kadar getiriyorsa, ulkemizin sanatci uretkenligine darbe vurabilecek
olculere erismistir. Insanlari cizdiginden supheye dusurecek bir stres
yaratmakta oldugunu dusunuyorum. Cok genis bir yelpazede degerlendirilerek
eslestirmeler yapilan ve similar olarak lanse edilen karikaturlerin bir
kisminin kesinlikle ‘similar’likla alakasi olmadigini dusunuyorum ve
kendilerine haksizlik yapildigina inaniyorum. Bu konunun bir fikir ayriligi
yaratarak gruplasmalara neden olabilecegini dusunuyorum. Bu da zaten
kutuplasmanin haddini astigi ulkemizde bir avuc karikaturistin
ihtiyaci olan son sey olacaktir.
Karikatur fikir hadisesinin teknik disavurumuyla bizlerle bulusuyor. Bu da
degerlendirme noktasinda da ayni kriterleri gecerli kiliyor. Yani bir
karikaturun similar olup olmadigi bakan kisi ile ilgili bir durumdur, bir
genelleme sadece muhalif ve yandas gruplar yaratir. Don kisot gibi karikatur
camiamizin en aktif sitesinde , Eger bu eslestirmeler yapilmaya devam
edilecekse, similar degerlendirmelerinin bugune kadar yapilandan cok daha
hassas bir sekilde ‘sadece kisisel goruse yer birakmayacak kriterleri
dikkate alarak’ yapilmasini umit ediyorum. Boylece afise edilen calismalar
gercekten fikirbirligi yaratacak calismalar olacaktir.
Iptal edilen birincilikler, iade edilen oduller ve benzeri durumlar
karikatur yarismalarinin gelecegi icin cok olumsuz ortamlar yaratmaktadir.
Duzenleyici veya katki koyucu pozisyonundaki odaklarda yaratilan moral
bozuklugu Karikatur sanatinin gelismesinde cok onemli yeri olan yarismalarin
sayisini azaltabilecek ve bu da karikature zarar vermekten ileri
gitmeyecektir. Yapici olmakta fayda vardir diye dusunuyor ve ‘similar’
hadisesine omuz veren karikaturistlerin, bu konunun yarisma sonucuna
yansimamasi icin de onlem-cozum onerilerini sahsim adina
merakla bekledigimi soylemek istiyorum.
Sevgi ve saygilarimla.
Cuneyt Senyavas
***
Cok kisa olarak…
Sevgili Cüneyt Senyavas‘a “similar” konusuna gosterdigi
ilgi ve cozum üreten yazisindan dolayi tesekkur ediyorum.
Yalniz bir konuya aciklik getirmem gerekiyor.
“Similar” kelimesinin türkce karsiligi “Benzer”dir.
“Kopya veya Calinti” ingilizce karsiligi da “Plagiarism”dir.
Dolayisiyla “Similar” galerimizde sadece “benzer” karikaturler yer almaktadir.
Aksi takdirde bu bölümün adini direkt “Plagiarism” koyardik.
Cüneyt Senyavas‘in da sözünü ettigi “fikir hirsizligi” ürünü karikaturlere bile
“Plagiarism” damgasini vurmayi tercih etmedik, etmeyiz de…
Yorumu ve karari konuyla ilgili kurum ve kisilere birakmayi tercih ediyoruz.
Bu noktayi lütfen es gecmeyelim ve konuyu gereksiz yere de abarttigimizi düsünmeyelim.
Bunca benzer karikaturun siklikla ortaya cikmasinin bizce
baska bir acidan da önemi var:
Karikaturcu arastirmiyor, esprilerini cesitleme yoluna gitmiyor..
Kisacasi aklina ilk geleni ciziyor.
Durum boyle olunca da, dogal olarak espriler ve/veya kurgular cakisiyor.
Bu noktada bir “art” niyet olmasa da bir “zaafiyet” oldugu acik.
Buna kafa yorar ve cözüm üretirsek cok daha yararli olacaktir.
Bizler de artik “gina” getiren bu konuyla ugrasmak yerine
karikatur adina daha güzel projelere yönelmeyi tercih ederiz..
Erdogan Karayel